olmayan mantık hatasıdır. denir ki; yer gök dua üzerine kuruludur. evet, dua olmadan olmaz. diyeceksiniz ki "ben dua etmiyorum ama işlerim yolumda". şöyle ki; aslında insanın hali ve tavrı da bir dua olabilir ve siz yaptıklarınız ile bir şey istemiş iseniz, yüce yaratan buna cevap vererek size o isteğinizi vermiş olabilir.
biraz daha açmak gerekirse; insanın iki çeşit duası vardır:
1) fiili dua: hal ve hareketler ile olandır. yani dersleri geçmek için çalışmak gibi.. yine vücut geliştirmek için spor salonuna gidip başarılı olmuş olabilirsiniz, cevabı burada saklıdır. sen yaptıklarınla istemişsin.
2) kalbi dua: dil ve gönül ile olandır. insanın gücünün yetişmediği yerde -ki zaten insanoğlu aciz ve nankördür, çünkü acziyetini her zaman unutur- allah'a el açmaktır.
olması gereken bu ikisini birlikte yapmaktır. yani arzu ettiğiniz bir şeyin gerçekleşmesi için hem çabalamalı hem de "eğer hayırlıysa ver rabbim" demeli, yani tevekkül etmeliyiz.
dua, ruhun gıdasıdır. sadece maddi meselelerde değil, manevi meselelerde de dua edilir.
duanın kabulü ise üç çeşittir:
1) kulun duasında istediği hayırlıdır, verilir. şimdi veya daha sonra olabilir.
2) kulun duasında istediği verilmez, daha hayırlısı verilir.
3) kulun duasında istediği verilmez, çünkü hayırlı olmayabilir.
bu üç durumda da duaya cevap verilmiş olur.
ayrıca daha bilgili yazarlardan ricamdır; eğer eksik veya yanlış aktardığım bir konu varsa lütfen uyarın, düzeltelim inşallah. zor bir mesuliyet altına girmek istemem.
unutmadan.. bolca dua ediniz, halinizi rabbinize arz ediniz. fakat duada aşırı ayrıntıya kaçmayınız. mesela; "cennette üç katlı evim olsun, yanından dere aksın, derede alabalıklar olsun" gibi...
