önüne gelenin kullanmaktan büyük bir haz duyduğu kelime. "o özenti, bu özenti, bunlar yedi kuşaktır zaten özenti!" ulan özenti özenti diye diye sen kendin 'özenti özentisi' olmuşsun ki, sonunda bana böylesine fantastik bir tanımlamayı söyletebildin.
elde olanlar belli, yapılanlar belli. yeryüzüne gelmiş olsa olsa,en fazla 1 milyon orjinal, kendine münhasır insan gelmiştir ve bunların dışında, ne kadar aykırı hayatlarımız olsa da belli bir noktada sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp durduğumuz günlük hayatlarımızda zaten ister istemez bir yerde özentinin allahıyız hepimiz.
ben özenti gördüm! özentilerden diyar diyar kaçıp ana rahmime saklandım, tüylerim diken diken olmuşken belki net çeker diye özentileri bir de amuda kalkıp dikizledim, sonuç hep aynıydı.. ama özenti avcılarından nefret ettiğim kadar nefret edemedim özentiden.