hiç bir yerde duramıyorum.
istanbula gidiyorum evimde duramıyorum,ankaraya geliyorum burada duramıyorum.derslerde duramıyorum.hiç kimseye 2 saatten fazla tahammül edemiyorum.ve bunu yüzlerine de söylüyorum ki çok ayıp.
tanımadığım insanların yanında daha mutluyum.
metroya biniyorum bir yanımda yaşlı bir teyze diğer yanımda yaşlıca bir amca.
teyze astımından bahsediyor, dinliyorum.
amca ne olacak bu memleketin hali diyor.
sonra başka insanlarda katılıyor sohbete.bir metroda yaptığım 25 dakikalık yolculuktan ,arkadaşlarımla geçirdiğim vakitten daha çok keyif alıyorum.
insanlara bir şey anlatmaktan, anlatamamaktan vazgeçişimi keyifle izliyorum bir kenara çekilip.
yemek yiyorum yanında aldığım oyuncak masada duruyor, karşımda ufak minik sarı saçlı bir kız çocuğu. gidiyorum, ona veriyorum özenle seçtiğim minik oyuncağımı mutlu oluyor,annesi gülümsüyor.
tanımadığım ,hiç görmediğim bir arkadaşım oluyor.anlatacak bir şeyim kalmayınca o da gidiyor.
insanların hayatımda belirli bir kalış süresi var.sürekli olanlar tabi ki var. ama hiç kimseye sürekli olacakmış gibi davranmamayı öğreniyorum.ah ne çok şey öğreniyorum.