bu değerli devlet hünkarını yediği haltlara bakacak olursak; *
ÖĞRETMEN ADAYLARI iLE DALGA GEÇTi
Her fırsatta öğretmen adaylarını hafife aldı ve dalga geçti. "MEB iş kapısı değil. Gidin kendi işinizi kurun!" mealindeki sözleri sık sık tekrarladı. "Kısmi zamanlı geçici öğretmenlik" adı verilen garip bir uygulamayı gündeme getirip öğretmenliği ayaklar altına aldı. Bu sözleşmeli öğretmenlik konusunda bakanlık o kadar hazırlıksız ki sürekli bu öğretmenlerin statüsü ve görevi konusunda karışıklıklar çıkmaktadır. Öğretmen adaylarının birçoğunun psikolojisi bozuldu ve bu dönemde, büyük umutlarla seçtikleri mesleklerinden nefret ettiler.
ÖĞRETMENLERiN ÖZLÜK HAKLARI GERiLEDi
Bütün bakanlar kendi personelini özlük haklarını iyileştirmek için elinden geleni yapmaktadir. Özellikle içişleri Bakanı A.AKSU'nun Polisler için verdiğ mücadele, Sayın Mehmet AYDIN'ın diyanet personeli için verdiği mücadele taktire şayandır. Şu anda bir imam maaşıyla öğretmen maaşı neredeyse eşitlenmiştir.
Diğer bakanlar bu şekilde uğraşırken Hüseyin ÇELiK öğretmenlerin eş durumu tayinlerine bile engeller koymuştur. Maaşlar düştü, ekders ücretleri tırpanlandı. Eğitiim sitemini bozarak öğretmenliği çekilmez bir meslek haline getirdi. vs. vs.
ÖĞRETMENLiK VE EĞiTiM OYUNCAK OLDU
Bakan Çelik'in Fethullah GÜLEN cemaatine yakınlığı ve sempatisi herkes tarfından biliniyor. Halkın büyük kesimi bu sempatiyi anlayışla karşılamakla beraber sayın Bakanın cemaat okullarını, öğretmenlerini öven ve MEB okullarını, öğretmenlerini aşağılayan beyanatları camia içinde onulmaz yaralar açmıştır.
Ayrıca yapılan düzenlemeler ile öğretmenlerin yetkileri elinden alındı, öğretmen üzerinde baskı kurularak pasifize edildi. Gelenkesel "saygın öğretmen" yerine pasif, dersini anlatıp giden memur tipi ikame edildi. Öğretmenlerin her konuda özlük haklarında geriye gidiş oldu.
OKULLARDA ŞiDDET
Bu dönemde öğretmenlerin pasifize edilmesiyle oluşturulan boşluğu çeteler ve televizyon kültürü doldurdu. Müfredatın plansız ve aceleyle değiştirilmesi yine büyük boşluk yarattı. Disiplin yönetmeliği ve ders geçme yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle okullarda idare ve öğetmen kontrolü azaldı. Sonuç olarak okullar şiddet yuvasına dönüştü. Son bir yılda okullarda en az 25 cinayet ve yüzlerce yaralama olayı yaşandı. Bu durumda velilerden büyük tepki yükseldi.
ÖZELLEŞTiRMEYi TEK ÇÖZÜM OLARAK GÖRDÜ
Bakanın en büyük kusuru ise MEB in düzeleceğine inanmamasıdır. Özelleştirme ile eğitimini düzeleceğine inanan bir bakanın başarılı bir icraat ortaya koyması beklenemez. MEB'de sürekli küçülme öngören bakan küçülme yerine "niteliksizlik" yaratmıştır.
DiĞER KURUMLARLA ÇATIŞTI
Hüseyin ÇELiK ilgili kurumlarla uyumlu çalışmak yerine sürekli çatışmayı tercih etti. Bu durum ise birçok konuda kaos yarattı. Özellikle YÖK, Danıştay, Cumhurbaşkanı ile yaşadığı zıtlaşmalar birçok konuda hem hükümeti zor durumda bıraktı hem de meseleleri çözümsüzlüğe mahkum etti. Oysa siyaset başbakanın da dediği gibi "çözümsüzlük" makamı değildir.
ŞEMDiNLi OLAYLARINDA ADI GEÇTi
Şemdinli olaylarında ve Doğu olaylarında sürekli adının geçmesi ve yaptığı söylenen yönlendirme çalışmaları tepki topladı. Bu konuda ne yapıldığı kamuoyu tarafından bilinmemektedir. Ancak Şakir SÜTER in yazısında belirttiği gibi Askerler başbakandan Şemdinli olayları kapsamında Van milletvekili Hüseyin ÇELiK'in azledilmesini istemişlerdir. Şakir SÜTER'in yazısından alıntı :
genelkurmay'ın, Başbakan'a yazılı değil, şifahi olarak ilettiği iddia edilen 'hususlar' şunlardır:
1- istihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun derhal görevden alınmalı. (Alındı.)
2- Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya atılmalı. (Atıldı.)
3- Şemdinli Raporu, bir hukuk metni gibi yeniden ele alınmalı. (Ele alınıp değiştirildi.)
4- Terörle Mücadele Yasası derhal çıkarılmalı. (Çıkarılıyor.)
5- Meclis Şemdinli Komisyonu Başkanı Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu ile Diyarbakır AKP Milletvekili Cavit Torun, partinizden ihraç edilmelidir.
6- Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga görevlerinden alınmalıdır.
7- Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik azledilmelidir.
Bu isteklerden ilk 4'ü yapıldı. Geriye üç istek kaldı.
KENDiNE ÇALIŞIYOR
Hüseyin ÇELiK, kendi siyasi ikbalini güçlendiren bölgesel kayırmacılık ile dikkat çekmektedir. Van kökenli kişilerin bu dönemde hızla makam mevki elde etmesi dikkat çekicidir. Doğuda çalışan idareciler Batıya kaydırılıp doğuda çok sayıda yeni idareci ataması yapılmıştır. Bazı yorumcuların belirttiğine göre Hüseyin ÇELiK şu anda Ak Parti tarafından dışlansa dahi bölgesinden bağımsız milletvekili olabilecek seviyeye gelmiştir.
EĞiTiM FAKÜLTESi MEZUNU = iŞSiZ
Cmhuriyet tarihinde bu imkansız denklemi kurmayı başaran bakanımız Hüseyin ÇELiK'tir. Öğretmenlik genç nüfusumuzn çok olmasından dolayı "kolay iş bulunan" bir meslek olarak bilinirdi. Ancak öğretmenlğin bu cazibesi de kalmadı.
Öğretmenlik, Hüseyin ÇELiK'in icat ettiği "kısmi zamanlı geçici öğretici, 4/C li, 4/B li" öğretmenlik gibi "fantastik" denemeler sebebiyle atanması zor, çalışması imkansız bir meslek haline geldi...
2006 yılında 27 bin öğretmen emekli oldu. 2007 ile birlikte toplam 50 bin. Yerine 20 bin öğretmen ataması yapılması planlanıyor. 165 bin öğretmene ihtiyaç var. En az 210 bin öğretmen işsiz. Öğretmene kadro verilmezken, ansızın 215 bin geçici işçiye kadro veriliyor. 165 bin öğretmen açığı bir anda 25 bine düşüyor. sözleşmeli öğretmenlik kamuoyuna mataf bir şeymiş gibi gösteriliyor. ve bu adam hala milli eğitim bakanlığı yapıyor.