millet iradesi önünde diz çökmüş, 30 mart 2014 seçimlerinin kaybedeni.
Tavizsiz idealizmden, ilkesiz pragmatizme savruldular. Faşizme karşı çıkıp MHP'li adayın, hırsızlığa karşı çıkıp yolsuzluktan ihraç edilmiş adayın arkasına dizildiler. Aylarca diktatör diye tatava yapıp baş şişirdikten sonra, ilk demokrasi sınavlarında tatava yapma bas geç diye atar yaptılar. Sırrı Süreyyayı bile dozerin önünde yalnız bırakıp, ilk buldukları ambulansın peşine takılıverdiler. 60 yıldır adil seçimlerin yapıldığı ülkede sandıkların üzerine oturmaya çağırmaktan, bütün partilere dağıtılan tutanakları seferberlik içinde toplamaya kadar politik görgüsüzlüğün eşsiz örneklerini ortaya koydular. Sonuçta barikattaki Gezi Ruhu sandıkta eski ruhlara karışıp kayboldu. Türkiyenin direnirken değil esas oy verirken çok güzel olduğunu görünce en iyi bildikleri direnişe çağırdılar yine.
Ama: Seçimler direne direne kazanılmıyor.
Kesin bilgi, yayalım...