klasik müzik deyince birçok insan gibi aklıma gelen ilk isimdir beethoven. film esasen katibi anna holtz ve beethoven arasında müzikle oluşan bağı konu almış. beethoven tasviri de; oldukça huysuz, kibirli ve ufaktan kafayı sıyırmış bir bestekar şeklinde olmuş. bu özelliklerinin yanında da müziğin hayatını nasıl kapladığını, onu nasıl hissettiği de güzelce anlatılmaya çalışılmış.
anlatım dili farklı olsa da amadeus dan birçok sahne esinlenmiş gibi duruyor:
--spoiler--
bestekar ve ona benzemek isteyen diğer bestekar, usta bestekarın ona benzemeye çalışan hariç diğerleri tarafından pek anlaşılmaması, uzun bir senfoni dinletisi (kulaklarımız bayram etti) ve ölüm döşeğindeki asıl bestekarın diğerine eserini yazdırması sahneleri.
--spoiler--
bu film amadeus dan daha kasvetli ve biraz daha yavan kalıyor duyguları hissettirmekte bence. ama on dakikalık müthiş 9. senfoni dinletisi her şeye değer diye düşünüyorum.
diane kruger ı pek beğenmedim rolünde, rolde hiç sırıtmasa da kendinden de bir şeyler katamamış. ed harris iyiydi.