öncelikli olarak ankara'da yaşayan birisi olarak en vicdanımı sızlatan düşüncemi sizinle paylaşmak istiyorum.
1. ankara'nın en güçlü iki adayı olan melih gökçek ve mansur yavaş'a bir bakın. melih gökçek ankara'nın dalkavuğu, mafya bir adamdır. tarihi kara lekelerle dolu ankara'nın yüz karası bir adamdır. karşısında duran mansur yavaş ise son derece dürüst ve çalışkandır. bunu ankara'da bilmeyen yoktur. anlayamadığım şu ki sözlük, biz sırf melih gökçek ankara'dan rant yiyecek ve bundan çıkar elde edeceğiz diye temel değerlerimizden, maneviyatımızdan, ahlak anlayışımızdan nasıl bu kadar uzaklaştık? nasıl bu kadar insani değerlerimiz yozlaştı da insanlar halen gökçek'e bu kadar oy verebildi? nasıl kendi çıkarlarımız için insanlığımızdan taviz verir olduk? inanamıyorum sözlük, gerçekten inanamıyorum.
2. türkiye genelindeki halimizi düşünürsek, göz göre hırsıza, katile oy verir olduk. illa ki yastığının altındaki çalınmadan, kendi evladın öldürülmeden göremeyecek misin ey milletim?
edit: ayrıca söylemeyi unutmuşum temel argüman ekonomi de ekonomi diye uzuyor gidiyor. açık konuşacağım, benim ailem ticaretten ekmek yer. bu adamların iktidarı boyunca da babam kazanmayı hayal edemeyeceği paraları kazanır oldu. bu ekonomi emin olun en çok ticaret erbaplarına yaradı. ama toplumdaki zengin ve fakir ayrımı da daha da keskinleşti. ve trajikomik olan da bu ya ekonominin gidişatına da en çok cebinde beş kuruşu olmayanlar seviniyor nasıl oluyorsa... tekrar ediyorum ticaretle geçimini sağlayan bir aileye mensubum. emin olun ekonomik istikrar hepinizden çok bizim ailenin işine yarıyor. ama biz ailemizin cebine daha fazla para girecek diye değerlerimizden hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de. hukukun olmadığı, insanlığa saygının olmadığı, azınlığa saygının olmadığı, yurttaşın cebindekinin çalındığı, anaların evlatlarının devletin polisi tarafından öldürüldüğü, aykırı her sesin imha edilmeye çalışıldığı, bireylerin kendilerini özgürce ifade edemediği, mahkemelerin skandal kararların altına imza attığı ya da özellikle atmak zorunda bırakıldığı, iktidarın hatta iktidarı tek başına elinde bulunduran şahsın at koşturduğu ve hiçbir denetlemeyi ve hukuku tanımadığı bir devlet çatısı altında yaşamak istemiyorum ben. bundan sonrası için de alın ekonominizi başınıza çalın. çünkü siz ekonominize sarılıp geceleri mışıl mışıl uyurken, benim adalet için, demokrasi için, insan hakları için uykularım kaçıyor olacak.