rönesans ve reformun ardından avrupa modern bilimde çok fazla yol katetmiştir. pozitivist düşünür ve bilim adamları, modern bilimi temel almışlar ve dünyayı bununla birlikte uygar bir çizgiye taşıyacaklarına inanmışlardır. avrupa bilimi kendini temellendirdiği avrupa burjuvazisinin ideolojisini temel almıştır ve kendini yeni dünya düzenini teşkil etmekle mükellef sayar. sanayi devrimi ve ardından elektronik aletlerin yaşamımıza girmesi modernite sürecini kapsar. bu süreçte avrupa ve amerika burjuvazisi çizdiği hedef doğrultusunda özellikle üçüncü dünya ülkelerini şekillendirmeye ve yönetmeye çalışmıştır. modernite'nin temel savı olan insanı iyiye ve doğruya taşımak düşüncesi önce 1. dünya savaşı hemen ardından da 2.dünya savaşı ile büyük bir tahribata yol açmıştır. büyük yıkım ve tahribat yaşayan avrupa toplumları ilk defa teknolojinin ve bilimin yıkıcı etkisiyle karşılaşmıştır. modernitenin bu tek doğrucu ve tek gerçekçi yapısına ve dayatmacı tavrına karşılık avrupalı sanatçı ve düşünürler postmodernizm kavramını gündeme getirmişlerdir. postmodernizm, modernitenin eleştirisidir fakat asla bir çözüm üretmek gibi bir tavrı yoktur.