- iyi veya kötü tartışılır fakat tayyip erdoğan'ın güçlü bir lider olduğunu kanıtlamıştır. destekçilerinin, bir lidere kayıtsız-şartsız teslimiyetinin* ne anlama geldiğini yaşatarak öğretmiştir.
- önceki seçimlere bakıldığında ankara'da ortalama %15'lik oy potansiyeline sahip olan mhp seçmeninin, nerede ise yarısına yakın bölümünün(%7) chp adayı mansur yavaş'ı desteklediğini göstermiştir. bu, türk siyasi tarihi boyunca yaşanan bir ilktir ve çok büyük anlamlar ifade etmektedir.
- melih gökçek'i koltuğundan edememiştir ancak, bir geceliğine de olsa cehennem azabı'nın ne menem bir duygu olduğunu ona tattırmıştır. her ne kadar o'nda, kolay kolay akıllanıp-uslanacak bir bünye bulunmasa da kendisine gereken ders fazlasıyla verilmiştir.
- önümüzdeki ağustos ayında gerçekleştirilecek iki turlu cumhurbaşkanlığı seçimine kadar tayyip erdoğan'ın kürt oylarını elde etmesinin şart olduğunu, aksi takdirde seçilmesinin hayal olduğunu göstermiştir. zira, kürt oylarını alamadığı vakit ilk turda gerekli %51'i elde edebilmesi mümkün değildir. bu halde, ikinci turda en çok oyu alan iki adaydan biri olarak hiç şansı kalmayacak, zira elenen adayların seçmenleri de "aman! tayyip seçilmesin." diye oylarını diğer adaya kaydıracaklardır. o nedenle önümüzdeki dönemde, kürt açılımına çok daha sıkı sarılması beklenmelidir.
- tayyip erdoğan, seçim öncesi sert ve uzlaşmaz üslubuna devam ettiği, vatandaşları onlar ve biz olarak ayrıştırdığı, sünniler dışındaki müslüman vatandaşları da kucaklayan mesajlar vermediği ve gözeten eylemlerde bulunmadığı taktirde ülkenin, mhp-chp(milli birlikçiler) ve akp-dtp(ayrışmacılar) olarak iki kanada bölünmesi kaçınılmaz görünmektedir. bu durum, ülkenin yakın geleceği bağlamında insan hafsalasında hiç de iyi şeyler çağrıştırmamaktadır.
