Sevdiğim kıza açılmak için gözümü kırpmadan yaptığım ufak deliliktir.
Hani akla gelmeyecek şey değil ama benim gibi mülayim bir tipseniz "yahu aşk insana neler yaptırıyormuş" dedirtir.
O sıralar üniversitenin ilk yılları, sınıfta da bir kıza vurulmuşum ama ne vurulma. Nefesimi ciğerlerime çekerken gözlerimi sıkı sıkı kapatmaktan başka çare bulamıyorum çünkü; gözlerim dolu dolu oluyordu.
Her gece yokluğunda üşüyor, onun hayallerinden kendime battaniye yapıyor, ısınıyordum.
Bir gün sabaha karşı uyandım.
istemsizce içim burkuldu. Söyleyemeyecek kadar çekingendim çünkü. Yakışıklı bile sayılmazdım. Oysa o kıvırcık kahverengi saçları, yeşil gözleriyle benim için ulaşılamayacak noktadaydı.
Yataktan kalktım ve hemen üstümü değiştirdim.
Ona söyleyememekten bıkmıştım, Aklıma bir fikir gelmişti ve benim için deliceydi.
Gün doğmaya başlamıştı. Etraf sesisizdi.
Hani keskin bir soğuk olur ya sabahları, güneşin vurduğu yerler sımsıcakken, gölge kutupları andırır işte aynen öyleydi.
Heyecandan adımlarım hızlanmıştı, içim içime sığmıyordu. Ne olursa olsun bugün bu iş bitecekti.
Onu sevdiğimi artık bilecekti. Belki tersleyecekti ama bilecekti. O Ders çıkışı arkadaşlarıyla sınıfın önünde konuşurken, ilanlara bakar gibi onu gözlemek ve gözyaşlarını gizlemeler sona erecekti.
Gittim nalbur mehmet ağbinin kapısını hırsla çaldım. Evi dükkanın üstündeydi. Ne oluyoruz diyerekten cama çıktı.
işin acil olduğunu belirterek pijamalarıyla adamı dükkanı açmaya ikna ettim.
Alacağımı almış, onun yurdunun önüne gidiyordum. Önünden geçip ışığı yanıyor mu diye baktığım yere artık aşkımı itiraf etmek için gidiyordum bu sefer.
Sonunda yurda vardım.
Güneş artık tamamen doğmuştu ve okul için yakında uyanacaktı. Hızlı olmalıydım.
Derin bir nefes aldım ve işe koyuldum.
Büyük harflerle kocaman "seni seviyorum" yazdım asfalta.
Sonra da beklemeye koyuldum.
Yorulmuştum hem onu sevmekten hem içime atmaktan.
Artık sona gelmiştik.
Ya hayatımın en mutlu günlerinden biri olacaktı ya da sonun başlangıcı.
Üşümekten elleri yüzümde kavuşturmuş ısınmaya çalışırken.
Birden yurdun penceresinde kızlardan biri belirdi.
O değildi ama beni ve yazıyı görmüştü.
Sonra kızlar tüm odalarda pencerelere çıkmaya başladılar.
Ve sonunda o da pencerede belirdi.
Hepsi gülümsüyor arada kikirdeşmeler oluyordu.
Adını söyledim.
"Seviyorum napıyım" dedim.
O an öyle bir gülümsedi ki.
Dedim reddetse de umrumda olmaz.
Bi kerecik olsun bana gülümsedi ya, bana yeter.
O gülümseyince diğer kızlar alkış kıyameti kopardı tabii. Bense şaşkın şaşkın ona bakıyorum.
Heyt be ne günlerdi.
Aradan yıllar geçti tabii.
Sonuç mu?
3. Yılımızı kutluyoruz haftaya.
Yaza da nişan var, bekleriz. *