sözlük yazarlarının itirafları

entry163148 galeri video563 ses32
    97007.
  1. bu hafta hırsızlık yaptım. çaldım, hem de hiç utanmadan. şu ana kadar burada yaptığım en baba itiraf bu. ama bir sorun, niye yaptım?

    --spoiler--

    para konusunda hassas bir insan değilim. borç aldığımda mutlaka ama mutlaka geri öderim. borç verdiğimde peşine pek düşmem, üst düzey bir aciliyetim olmadığı sürece. param olduğunda benden cömert olanı yoktur. sadece ve sadece fakir olduğumda cimrilik ederim.

    --spoiler--

    ama dayanamadığım bir şey var ki o da alışveriş yaptığım bir yerde para üstünün bana eksik olarak verilmesi. asla kabullenemem. para üstü 5 kuruş dahi eksik verildiğinde damarıma basılmış olur, nöronlarım birbiriyle sikişir, o derece. 5 kuruş veya 10 kuruş eksik verildiğinde hemen geri dönüş yaparım "pardon, eksik vermişsiniz" diyerek.

    üniversite içinde şok mağazasından alışveriş yapıyorum mütemadiyen. genelde kasiyerler ile aram iyidir. ama bir iki tanesini teşhis ettim, bildiğiniz "piç" olarak nitelenebilecek, çoğu seferinde parayı eksik veren veya işini düzgün yapmayan boş beleş adamlar.

    başıma ilginç olaylar geldi geçtiğimiz 1-2 hafta içinde. aldığım ürünlerin altında yazan fiyata göre 4 lira 35 kuruş tutması gerekirdi hesabın ancak fişi aldığımda 5.35 şeklinde bir sayısal değerle karşılaştım. meseleyi çok irdelemedim, para üstünü aldım. baktım, 5 kuruş eksik verilmiş. kasiyere dönüp "hocam, eksik vermişsiniz" dedim. parayı aldı ve vermeden önce elimde 4 lira 60 kuruş olarak bulunan para bana döndüğünde tamı tamına 4 lira 25 kuruştu! bunu marketten çıktığımda fark ettim ve 5 saniye içinde önümüzdeki günler için ne yapacağımı kafamda planlayıp markete geri dönmeme kararı aldım.

    ertesi gün yine markete gittim. bu sefer kalabalık değildi, çok az insan vardı. kasaya gittim. ne tesadüf ki kasada bir önceki günkü kasiyer vardı! hiçbir şey demedim, ne de olsa kafamda bir plan vardı, o parayı bir şekilde alacaktım onlardan. hesabım da -ne tesadüftür ki- 1 lira 95 kuruş tuttu! kasiyer para üstü olarak 8 lira verdi ve bir önceki gün 5 kuruş fazla verdiğini, o yüzden bu seferinde eksik verdiğini belirtti. hatalı olduğunu, hatta ve hatta parayı eksik verdiğini söyledim. o zaman ise geri dönüş yaptı ve "o zaman hak geçmesin, ben 5 kuruşu vereyim de gerisine karışmayayım" dedi. sonrasında ise durumu anlattım. "dün benden şu kadar para aldınız, geri verdiğimde ise elime şu kadar para geçti" dedim. durumu kabullenmedi, "olur mu öyle şey" gibisinden şeyler diyerek. sakin davrandım ve bir önceki aldığım ürünleri tek tek saydım. bir ürünü saydığımda "1 lira eksik saydınız hocam" cevabını verdi. "nasıl eksik sayarım, o ürünün fiyatı şu" dedim. kabul etmedi, kasada 1 lira fazla göründüğünü söyledi. söylediğimden emindim ve kasiyerle beraber ürünün olduğu rafa gittik. benim söylediğim fiyat doğru çıkınca "demek ki o gün kampanya varmış hocam" gibisinden boş laflar geveledi. ulan gerizekâlı, madem kampanya vardı, bugün niye değiştirmiyorsun fiyat etiketini! kasaya geri döndük ve rafta yazan değil de ürünün kasadaki fiyatı üzerinden bir kez daha yaptık hesabımızı. yine yanlış, yine yanlış. bana verilmesi gereken para 4 lira 65 kuruş iken bana verilen para 4 lira 25 kuruş idi.

    yani buradan iki farklı sonuç çıkıyor. birincisi, market biz müşterileri raf fiyatını düşük tutarak ve kasada farklı fiyat geçerek kazıklıyor. ikincisi, bana alenen eksik para veriyor.

    yer mi ulan anadolu çocuğu.. yaptım planı kafamda. yapacağım belliydi. iki veya üç aşamalı bir plandı benimki.

    bir gün sonra markete yine gittim. amacım kameraların yerini saptamaktı. ulan arkadaş, her yerde mi kamera olur! marketin her bir köşesini didik didik taradım ve kör noktayı eninde sonunda buldum! kameraları çekmediği, görüntülenemeyeceğim tek bir yer vardı. görüntülenmediğimden emin olduktan sonra huzur içinde marketi terk ettim.

    bir sonraki adıma gelmişti sıra. bir gün sonra markete yine gittim. bana giydirilen 40 kuruşun ve daha önceden giydirildiğini hatırladığım 10 kuruşun, yani toplam 50 kuruşun tarafımca geri alınmasını sağlamaktı amacım. 25 kuruşluk hindistan cevizli küçük çikolatadan aldım ve bir ürün arıyormuş gibi davranıp kameralara çaktırmadan kör noktaya geçtim. etrafımda beni gören kimse yoktu. çikolata paketini ses yapmadan açtım, çikolatayı ağzıma attım ve çöpünü kör noktadaki ürünlerin en arkasına attım! çikolatayı da 5 saniye içinde imha ettim! böylece 25 kuruşumu marketten almış oldum ve hiçbir şey almadan, sallana sallana marketi terk ettim!

    kalan 25 kuruşumun acısını da gelecek haftalarda mutlak surette çıkaracağımı odtü şok mağazası çalışanlarına buradan ilan ederim.

    yazımın özeti: "kimse sana adaleti veremez. kimse sana eşitliği veremez. eğer adamsan, gider sen alırsın."

    sonuç olarak yaptığım işten ötürü çok mutluyum.

    yer mi ulan lasvegascocugu, yer mi ulan kumarhane çocuğu bunları!

    bir de "ah ulan, ah" notu: odtü şok taki güzel kasiyer, özledik seni ailecek! sen gittin gideli şöyle dandik kasiyerlerle uğraşıyoruz! gelsen de kurtarsın bizi dangalakların elinden, olmaz mı.. *
    26 ...