5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl hapis hayatı yaşamış ancak devletine tek bir kem söz etmemiş birisinin devlet sevgisini ve saygısını, aynı devlet dondurucu soğukta tekrar sınamıştır. ancak bu sefer sabır taşı çatlamadan kalp durmuş dil susmuştur. fakat o kalp durmasa o dil susmasa yine isyan olmayacağı hakikattir. kendisindeki bu duruş, vefatından sonra da kendisini örnek alanlarca korunmuştur.
vefatı ile birlikte ismi hep istismar konusu edilmiştir. kimi hükümet üyeleri kendi politikalarına meşruiyet kazandırmak için onu kullanmış kimi partili-ocaklı onun isminin arkasına sığınarak nam yürütmüştür.
ismi o kadar büyüktür ki herkes o isimden bir nebze pay sahibi olabilmektedir.
ancak muhsin başkanı siyasette öksüz bırakan kendisini ve düşüncelerini iyi bir şekilde tanıtabileceği yazılı-görsel medyaya sahip olamaması ve kendi kadrolarında da onu takdim edecek meziyette insanların çok az olmasıdır. işte bu da tam bir kader mahkumluğudur. öyle ki 7,5 yıllık mamak mahkumluğunu da aşan derecede bir durumdur.
medya kendisini sadece menfi durumlarda ya da kendi değirmenine su taşıması şartı ile takdim etmiştir. bütün bu sebeplerden dolayı da o anlaşılmaya muhtaçtır. türkinsanı onu tanımaya muhtaçtır. araştırmaya,çözümlemeye,tartışmaya muhtaçtır. zira o bu anadolu toprağının çocuğudur. bir partinin bir ocağın değil.
ismi şu an dahi hükümet-cemaatkavgasında geçen,video-kaset ha yayınlandı ha yayınlanacak diyerek siyasete malzeme edinen kişidir. yetmez mi bu kadar istismar? yetmez mi artık?
yazdıkça yazası geliyor insanın fakat parmaklarım tuşları ezse de ekran kelimeler ile dolup taşsa da yetmiyor hiçbir şey...
inşallah cennettesindir başkanım şu an.. o gülüşün ile dinleniyorsundur inşallah ağaçların altında,suların şırıltısında...