kadının "kocasının gelmesini müsaade etmediği bir kişiyi eve alması" şartına bağlanarak kısıtlama getirilmek istenen farzdır.
oysa esas olan itaatsizliktir. kuran'da böyle geçmektedir. kadının "kocasının gelmesini müsaade etmediği bir kişiyi eve alması" bir itaatsizlik türüdür. veda hutbesi'nde böyle ifade edilmesi, diğer itaatsizlik türlerinin hükümden düştüğünü göstermez, sadece belirli bir itaatsizlik türüne dikkat çekildiği anlamına gelir. zira emirdeki maksat sadece bu olsaydı, kuran'da "itaatsizlik" gibi genel bir kavram yerine açık olarak söz konusu eylem ifade edilirdi.
diğer taraftan, diyelim ki erkek kaynanasından hoşlanmıyor. bu durumda eşinin anasıyla evinde görüşmesi, önce nasihat edilmeyi, sonra yatak ayırmayı, sonra dövülmeyi gerektiren bir itaatsizliktir. makul bulunur mu bilemem.