karikatür muhabbeti açıldığında hemen herkesin ilk aklına gelen isim yiğit özgür oluyor şu sıralar. hakkını da yemeyelim, sıçırtana kadar güldürüyor. ama yiğit özgür mü umut sarıkaya mı derseniz, hiç düşünmeden umut sarıkaya derim.
çünkü bu adam herkese hitap etmiyor. kitlesi genelde erkekler, belli mallıkları yaşamış insanlar. aslında kendi gibi adamlar. yiğit özgürse herkese hitap ediyor. herkesi güldürüyor. kısacası umut sarıkaya daha özel, bizim mizahçımız konumunda.
dahası, umut sarıkaya efsane olmaya aday işler çıkartıyor. yiğit özgür'ün onlarca güldüren karikatürü olabilir, ama kaç karikatürü için sözlüklerde başlık açılmıştır. ve hatta kaç karikatürüne okuyucular tarafından bir başlık bulunmuştur, zihinlere işlenmiştir. çok komik karikatürlerinden hangisi gönüllerde bir 'sen benua vs. çeliktepe', bir 'çok büyük günaha giriyosun blankaa', bir 'montla sıç' olabilmiştir.
umut sarıkaya deyince akla muhalif mizah dergisi sarıkaya gelir. semih cumhuriyeti gelir. dizleri çıkmış eşofman altı-baklava desenli elbiseler-çemçük ağızlar gelir. ve hatta 'xxxler yasaklanmış' gelir.
umut sarıkaya göz önünde olmayandır, herkesin gülmediğidir, ama sevenlerini tek bir karikatürle 3 gün güldürebilendir. semih cumhuriyeti'ni kurma mücadelesinde kullanılmak üzere kumbaraya her gün bozuk para atma sebebidir. 'bu sene derslerime günü gününe çalışıcam'dır.
evlenilecek kız ararken, veya yeni ortamda tanışılan insanlara not verirken 'umut sarıkaya'ya gülme'yi alan dersi niteliğine getirmiştir onun hasta hayranları. o dersten geçemeyen sınıfta kalır olmuştur. öyle bi şeydir.
çok abartıyo olabilirim, ama yere göğe sığdırılamayan koca uykusuz dergisinin 2. sayısında bir tek bu adama gülebilmişsem, abartmaya hakkım var demektir.