kemalizm ve devrim. devrim adı bu kadar basit olmamalı.
bak bak. laflara bak hele.
nasıl olmalı beyefendi devrim? bir tarif yapın da öğrenelim.
kemalizm bir devrim pratiğidir. devrim deyince, hemen sosyalist devrim anlamayın. devrimden devrime fark var. şeriatçı devrim olmaz mı? gayet tabi olur. faşist devrim olmaz mı? neden olmasın.
he bizim küçük burjuva solcularımız pek beğenmezler kemalist devrimi. sanırsın ki ha deyince komünizme geçiliyor, ha deyince sınırlar kalkıyor, barış, eşitlik, adalet eksenli bir dünya oluşuveriyor. siz o "ha" deme hayallerini kurmaya devam edin efendiler.
cumhuriyet devrimi bu coğrafya tarihin en büyük devrimidir. keza dünya devrimler tarihinin büyük devrimlerindendir. mazlum milletlerin emperyalizme karşı savaşının, bu savaşı kazanmasının devrimidir. kemalizm iyisiyle, kötüsüyle bir devrim pratiğidir.
türkiye'de 90 yıllık bir cumhuriyet birikimi ve demokrasi bilinci var. eğri veya doğru, aksak veya dik. orası ayrı mesele. lakin böyle bir gerçek var. padişahlıktan halk egemenliğine geçiş var. dinsel yönetimde laik/çağdaş bir devlet yönetimine geçiş var. orta çağ kafasından, çağcıl kafaya gidişat var. %5 okuma yazma oranından geldiğimiz nokta var. misakımilli var. misakıiktisadi var. medeni kanun var. kadın var kadın. aydınlanma var.
marksizm der ki; tarihsel çarkı ileriye doğru çeviren her şey ilericidir. kemalizm çağının koşullarında gayet olumlu bir ilerlemenin pratiğidir. bu yüzden ilericidir.
bu ilerlemeyi yadsımak, akıl sahibi bir devrimcinin harcı olamaz.
ha, bu konjonktürde kemalizmin bir devrim ideolojisi olarak geçerli olup olmayacağı tartışılır.
kemalistler(chpli olanlardan bahsetmiyorum) bu devrimin kesildiğini ve devam ettirilmesini savunur. bunu tarihsel bir zorunluluk olarak görür.
milli demokratik devrimin gerekliliği konusu zaten eski solu haliye parçalamış ve bölmüştür.