'dinin gereği olan ve saçların örtülmesini sağlayan bir örtü nasıl bu kadar ürkütücü olabiliyor ve neden bu kadar zaman geçtiği halde bu sorun aşılamıyor?' diye sormadan edemiyor insan.
her başörtüsü konusu açıldığında 'cumhuriyet elden gidiyor' diye çığırtkanlık yapanlar, cumhuriyetin kelime ve içerik anlamı olarak halk oduğunu bilmiyorlar mı?e bu halkın büyük çoğunluğu da dinini yaşamaya çalışıyorsa ve bu engellenip sonra da din ve vicdan özgürlüğünden bahsediliyorsa bu ne kadar ahlaki bir eylemdir?
dinin emrettiği bir örtü nasıl olur da bir tehdit olarak algılanır?bu şekilciliğin dik alası değildir de nedir? yoksa bu sözde cumhuriyetçiler dinin yaşamaya çalışan bayanın başörtüsü altında üniversite veya kamu kurumuna kitle imha silahı sokacağını mı zannetmektedir? o zaman yazık bize.. cumhuriyeti savunan insanlar ne kadar kofti ve şekilciymiş..
dinini yaşamaya çalışan insanlar da buna mukabil 'kendini devrimci zanneden çıfıtlar da che tişörtleriyle, kolyeleriyle,deniz gezmiş fikirleriyle girmesinler bu kurumlara' deme hakkına sahip olamaz mı böyle yaparlarsa? bence olurlar...
başörtüsü veya türbanın bu kadar tehlikeli olabileceğini düşünenler bir de bunun atatürkün fikirleri olduğunu öne sürmezler mi?bu atatürkün fikirleri mi yoksa atatürkçülüğü iyice saptıran ismet inönü'n mü?ve hala bize atatürkçülük diye bu fikirleri zerketmeye çalışan deniz baykal chp'sinin mi?bunları iyi anlamak iyi tartmak lazım...
ve son alarak atatürk diyor ki;
'beni övmeyi bırakınız, gelecek için ne yapabiliriz onu söyleyiniz'
