evladının selameti için doktordan kaçmasını engellemek isteyen annenin kurulmuş bir saat görevi görmesine neden olan durumdur. hasta yani evlat * için pek iç
açıcı bir durum olmamasına rağmen bir annenin yaptığı en fedakarca hadiselerden birisidir.
halbuki, annenin de burada atladığı bir durum vardır. muayenehanede bir ay sonrasına randevu almak kadar güzel bir şey yoktur. tedavi edilmiş, iş bitmiş kadar rahat çıkılır muayenehaneden. arkadaşlar aranır, randevulaşılır. daha önceden yapılmaya büzük yetmeyen aktiviteler bir anda karar verilip yapılır. öyle bir yaşanır ki, sanki son günleridir hastamızın.
ama, anne böyle değildir tabi ki. randevunun tüm unutulma, ertelenme, erteletme risklerine karşı tedbirler alır ve genellikle bu riskleri sıfıra indirmeyi de başarır. çünkü, mutfakta asılı duran takvime bile işaretlemiştir randevunun gününü, takvimin yanmasına * karşı da telefonuna bir hatırlatma eklemiştir. ne kadar eş dost akraba varsa hepsine söylemiştir.
bu alınan tedbirlerin risk oranını sıfıra indirmesi evlat için pek iç açıcı değildir tabi.
son haftaya girildiğinin farkında olmayan hasta, artık anne tarafıdan dürtülmeye başlanır. yemek sırasında hafif hatırlatmalar, hastalık muhabbetleri açmaya çalışmalar kendini belli eder. ama asıl darbe randevudan bir gün öncedir, alenen bu durum söylenir. "yarın doktora gidecez bak unutma, işin çıkmasın sakın" diyerek.
işte bütün günün ve ertesi sabahın mutluluğunu alıp götüren cümle. randevu sabahı
kalkıldığında ağızdaki acı tadın, huzursuzluğun, edilen kahvaltının tadsızlığının müsebbibi olmuştur artık anne, her ne kadar istemese de.