insanın kendi bedeninden, karşı cinsiyle yakınlaşmaktan, vücudunun ihtiyaçlarını gidermekten bunca korktuğu bir coğrafyada yaşamak utanç verici. elbette memleket orgy alanına dönsün, herkes tuttuğunu yere yatırsın demiyorum, ama bunca baskılamanın sonunda bir anlamda o oluyor zaten. binlerce tecavüz vakası, cinsel gerilimin boşalamamasından patlak veren binlerce kavga, binlerce cinayet. koskoca memleket, cinsel açlıktan kırılıyor resmen.
Sevişmeyi çok ama çok yüceltmek kötü. sonuçta ihtiyaçları, hormonları, dönemleri, döngüleri olan bir organizmadan oluşuyorsun. yemek yemeyi, su içmeyi bastırmak kadar anlamsız bir şey, cinselliğe katı bir kilit vurmak.
gençler, sevişmek için ille de masallardaki gibi romantik ortamlar yakalamaya, efsanevi aşklar yaşamaya, türlü nikahlar kıymaya gerek yok. cinsellik bir paylaşımdır. kadınla erkek arasında bir bağ kurar: hem de ömür boyu kopmayacak türden. kimi zaman aynı yalnızlığı paylaşan iki dost gibi, kimi zaman büyük bir tutkuyla, kimi zaman aşkla, kimi zaman şefkatle, kimi zaman teselli eder gibi yaşanır sevişmek. kimi zaman kadının erkeğe, kimi zaman erkeğin kadına hediyesidir. güzeldir. rahatlatır, gerginliği götürür, cilde iyi gelir, sağlığı toparlar, insanın yalnızlık hissini alır, karşı cinsle tamamlanmanın hazzını yaşatır.