Onların ne sıcak bir yuvaya, ne de koşup oynayabilecekleri arkadaşlara ihtiyacı vardır. Sermayeleri kirli ellerin arasındaki kağıt mendillerdir. Bir bölümünün evde bekleyen kızgın bakışlı baba, veya abileri vardır. O bakışların verdiği korkuyla akşama hatta geceye bütün mendillerinin satılması gerektiğini bilirler. Bazen bir simitle bazen de 2 topu geçmeyen dondurmayla kendilerini ödüllendirirler. Yetişkin insanların yürürken tedirgin olduğu karanlık sokaklarda gönül rahatlığıyla dolaşırlar. Tehlikeden, mikroptan, bakteriden, hayvandan, araçtan, ayyaştan korkmazlar. Kanatlı varlıklar tarafından korundukları için korkmalarına da gerek yoktur. Kire, çöpe pisliğe bağışıklık kazanmışlardır.
Yaşları ilerledikçe kanatlı varlıkların korumalarıdan yavaş yavaş uzaklaşırlar. Sonra hayattan bağımsız, bağımlılık yaratan maddelerle tanışırlar. Suça yönelir bir bölümü. Yaşadıklarından dolayı içlerindeki merhamet duygusunu körertirler. ilk dönemlerde "can yakmak" canlarını acıtsa da, sonrasında umursamaz olurlar. Akabinde bir bölümü, can-namus düşmanı, hırsız, vatan hayini, terörist, bir bölümüde kendine düşman olur.
Hayata gelmeleri kendi tercihleri olmadığı gibi ,sokak çocuğu olmayı da kendileri seçmezler. Bu ünvanı onlara bizler veririz. Ve her ne kadar yaşayacakları her şey kaderleri olsa da o kötü kadere zemini bizler hazırlarız.