uyansam bir sabah, gözümü açtığımda ilk gördüğüm sen olsan. rüyamı anlatırken sana dönüp desem, ben seni çok özledim. sonra bir sigara yaksam, sen yine alsan elimden. içme desen bana. alıp söndürsen o sigarayı. sonra bana kızgın kızgın baksan ve desem, ben seni çok özledim. sen kahvaltı hazırlarken ben fırından ekmek alıp gelsem. sen o sıcak ekmeğin kenarından bir parça koparıp yerken bana baksan ve desem, ben seni çok özledim. dışarı çıksak sonra. oturup bir sahile bana sensiz geçen günlerimi sorsan ve ben saatlerce anlatsam. her kayıtsız numara aradığında nasıl sen sandığımı. her mesaj gelişinde nasıl sen diye heyecanlandığımı ve desem sana, ben seni çok özledim. yine yağmur yağsa üstümüze. yine başta bir telaş yapsak da toprak kokusunu çektikten sonra mutlu olmaya başlasak, yağmurun tadını çıkartsak. sırılsıklam ıslansak ve ben desem, seni çok özledim. sonra eve gelsek, akşam yemeğinde patlıcan yemem için ısrar etsen ve ben inatla yemem desem. inat olduğumdan dert yansan ve ben sana desem, seni çok özledim. saat geç oldu yat desen ben yatmasam bir sigara daha. son sigaram içip yatacağım ve bu arada seni çok özledim desem. hatta şimdi arkamda olsan, bu saate kadar ne yapıyorsun! hani son sigara demiştin desen ben bilgisayarın başında saatlerce resmine bakarken. ürpererek dönsem arkama ve desem, ben seni çok özledim.