öncelikle bilinmesi gereken bir şey var ki? yazarlık denilen meslek bir yetenekdir, yani şu an buradaki gibi her önüne gelenin kayıt olduğu bir web sitesine iki kelime yazmakla, yazar olunmuyor, bizler sözlük kullanıcısıyız.
yukarıda ki ilk iki bakınızın yazarı bölümünü kullanıcı olarak değiştirirsek (karakter sınırlamasına takılır deme sakın) cümleler ne kadar basit bir hal alır farkedersiniz, benim aklıma acaba bu insanlar gerçekten kendilerini yazar filanmı sanıyor düşüncesi geliyor.
son iki bakınızıda incelersek işin tanımına inmiş oluruz, (evet tanıma geldik) pınara gel ki görem, el uzat gül verem dur dur dursene aramızda dağlar var ben sana nasıl edem üç arpamı verem beş gün buğdayı verem bu yılda burada kalam yine seni ben alam.
şimdi eliniz oylama butonuna gitmeden şunu düşünün, acaba bu entryi yazan kullanıcı ne demek istedi?
benim için yazarlık bu, ama sen yok arkadaş ben yazarım, hatta engin ardıç veya şu geçenlerde hürriyet gazetesinden kovulan zübük (adı aklıma gelmedi iyimi) benim yanımda sönük kalır dersen, kötü bütonu orada, bas basabilidiğin kadar.
not: boş geçmeyelim, bakalım kimlerle aynı ortamda takılıyoruz. *
edit: aramızda an itibari ile kendisi kullancı olarak görmeyen, ben harbiden yazarım diyen bir arkadaş mevcut, kendisini şövalye ilan ediyoruz.
