"eğer memmelerini avuçlatmak istemiyorsan ortalara salma anam, ooohhş" diyen ilkelleri pek güzel deşifre etmiş tespittir.
şimdi türbanlı bacını canı istediği gibi giyinen bir kadına karşı savunmaya mı çalışıyorsun, yoksa hem türban takmayanı hem de türbanlı bacını aynı paragrafta aşağıladığının farkında mısın, değil misin, bunları bilmem. bildiğim bir tek hadise var, o da şudur:
sen muhafazakar, din kafa, gelenekselci, töreci, sağcı veya kısaca o savunduğun ilkel kadın anlayışını artık nereye, hangi ideolojiye sarıp satmaya çalışıyorsan o tayfacı taş kafa: kadın, tıpkı erkek gibi -ve hatta isterse erkekten bile farklı olarak- hangi doğrultuda isterse o şekilde giyinir. sen bir kadının falan vücut formundan tahrik oluyorsan bil ki başkası da paketlenmiş bacının içler acısı halinden endişe duyuyor olabilir. ne yapalım yani, kadın vücudunun toplumda sergileniş biçimleri üzerinden siyasi mastürbasyon mu yapalım? ben senin kadının özgürleşmesi adına ciddi rahatsızlıkların olduğunu görüyorum, deneyliyorum, okuyorum ve biliyorum, senin tarihin ve kendini ortaya koyuş biçimin belli. "böyle giyinmek özgürlükse olmaz olsun özgürlük..." dediğin için senin zihniyetinle oturup uzlaşmak mümkün değil zaten.
sen "sana ne" lafından anlamıyorsun. kıyafetle de yetinmiyorsun, o kadının bekareti ile, kürtajı ile, kaç çocuk doğuracağı ile de ilgilisin. senin için kadın bir mal, kendi esir beynini kusabilme platformu, yani insan değil. yarın bütün kadınları aynı türbanlı formata sokabilsen onların arasında da kimin daha az/çok tahrik edici unsurlara sahip olduğu ile ilgileneceksin, yeni bir bacı/orospu mukayesesi yaratacaksın. senin açlığının ve arsızlığının sonu yok, tıpkı piyasaların kadın seksapelitesini sömürme konusunda sınırı olmadığı gibi.
kadın insandır. diğer atıflar sonra gelir. bunu bu şekilde idrak edebilmek için bireylerin ve toplumsal duruşun da kimlik olarak ilk çıkış pozisyonlarının evvela "insan"ca olması gerekir. böylece herkes aynı düzlemden yola çıkabilir ve daha sonra dilediğimiz kadar çeşitlendirebiliriz, kadın, erkek, eşcinsel, falanca inanç, filanca görüş artık neyse. ancak senin gibi insandan önce kerameti kendinden menkul bir takıntıyı çıkış noktası yaparsak o ortak nokta hiçbir zaman oluşmaz, kimseye de kendini dayatamazsın. en fazla hayati anlamda "düşman" oluruz, öyle de kalırız.