onemliolansigaravarmiyokmu

entry151 galeri video3
    122.
  1. öyle çok uzağa gitmeye gerek yok. dünle bugünü kıyaslasam bile düne oranla bugün nasıl değişim geçirdiğimi görebiliyorum. bir ay, bir yıl, beş yıl önce ile bugünkü ben aynı değil birçok açıdan. inan bana baş döndürüyor bu şey. bu değişimin iyi tarafı şu; eskisinden daha sakinim. ne oldu büyüdüm mü yoksa. açıkçası bu durum beni rahatsız ediyor biraz. ama bu rahatsızlığı hafifleten şeyler de yok değil. annemin, "hiç akıllanmayacaksın değil mi" ifadesini hâlâ kullanıyor olması rahatlatıyor beni biraz. gerçekten kalın kafalıyım bazı konularda. bunları kronik olarak tanımlayabiliriz. aynı şey babamda da var çünkü. dün neyse bugün de aynı, bazı konularda. durumu nasıl anlatacağımı bilmiyorum. mesela şöyle; kalbimle attığım adımlar hiç değişmeyecek sanırım. beynimle attığım adımlar her saniye değişiyor. dün biri bana hakaret etseydi hoş şeyler olmazdı örneğin. bugün aynı şey olsa 'hayırlısı be gülüm' der geçerim. ne dersin, tahammül katsayım mı artıyor yoksa. umarım öyledir. sana bahsettiğim şu şeyi hatırlıyorsun değil mi. varlık ve yokluk arasındaki farksızlık konusu. ben sana onları söylerken sen bana şunu söylemeliydin; özlemi nereye koyacaksın peki? bu soruyu sorsaydın beni köşeye sıkıştırabilirdin. eğer ortada özlem varsa, varlık ve yokluk arasındaki farksızlıktan bahsedilemez. dur bir dakika, o soruyu sorsaydın sana şunu derdim; özlemeye üşendiğim için iki kavram da anlam ifade etmiyor. yok bu da boktan bir bahane olurdu. çünkü özlem süreklidir ve bunu kaldırıp atmak gibi bir ihtimal söz konusu değil. hal böyle olunca ve bu şey içerde devamlı durup dururken iki zıt kavramı aynı kefeye koyamazsın. her neyse.

    uzun zamandır yürümek istiyorum. beton üzerinde değil, toprak üzerinde. birkaç saatlik gezinti değil, haftalar aylar sürecek bir yürüyüş. bu isteğe engel olmakta zorlanıyorum bazen. içerden dışarıya akan konuşma krizlerimi engellemekte zorlandığım gibi. hoş, konuşmayı de bilsem bari. gerçi tavanı karşıma alıp devamlı kendimle konuştuğum için sıkıntı yok. her neyse. bu söz konusu yürüyüş için sağ tarafımda bir kişilik boş yer var istersen. toprakta kırlarda yürümek aklıma hep never let me go filmini getiriyor. ya da tam tersi. filmin konusu doğayla veya yürümekle ilgili değil. benim için dünyanın en iyi ikinci filmi olduğu için söylemedim bunu. bu zamana kadar izlediğim en güzel atmosfere sahip film bu olduğu için öyle söyledim. özellikle son sahnesini birkaç yıldır devamlı açıp izliyorum. bak şu sahne işte; https://galeri.uludagsozluk.com/r/603439/+ o ağacı arkamda bırakarak ilk adımı atmak istiyorum tam o vakitte. nereye gideceğim mühim değil. kulağımda eyedea olacak ben ağır ağır ilerlerken. here for you şarkısını söyleyen çocuk. uyumayı çok seven ve bir gün yatağında annesi tarafından ölü bulunan çocuk. kurduğum son cümleyi benimle ilişkilendirmek gibi bir paranoyaklık sergilemeyeceksin değil mi? aferin sana, ben de öyle düşünmüştüm.

    hâlâ çekip gidemedik buralardan. yanarım yanarım ona yanarım. gerçi geçenlerde norveçli bir kızla tanıştım, adı caroline. kendisi türkçe bilmiyor benim norveççe bilmemem gibi. ingilizceyle idare etmeye çalışıyorum bakalım. eğer kızı kötü emellerime alet edebilirsem netice itibariyle defolup gidebileceğiz buralardan. bak dikkat ettiysen çoğul kullandım. norveçli deyince seni kızdıracak bir durum yok yani ortada. neticede sen de benimle beraber geleceksin. her şey plan dahilinde. norveç borsasında ufak tefek spekülasyonlarla başlarız para kaldırmaya. sonra yavaş yavaş yolumuzu buluruz. dar geliyor artık bana buralar. bdp'lilerin bdp binasını molotofladığı günden bu yana barack obama gibi uzaklara dalıp duruyorum memleketin haliyle ilgili. düşün düşün aynı bok. bizi ancak yıllarca sürecek bir yürüyüş paklar. müzik dinlediğin alet her neyse onu tıka basa doldur ve benden işaret bekle. önümüzdeki 50 yıl içinde sana haber vereceğim. bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim; ne kadar yürümek istiyorsam o kadar da uyumak istiyorum. bu iki şey birbirine eşit durumda. hadi çık şimdi işin içinden. hayır çıkamazsın. ne kadar çabalarsan karın içine o kadar fazla gömülürüz. yani olduğumuz yerde sıkıştık kaldık. yani; https://galeri.uludagsozluk.com/r/605006/+
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük