şimdi ezizim, muhtelif yöntemler, muhtelif keyifler vardır.
evvel ahir, çayın kaliteli olacak. lipton diyene burdan bi dalarım, marmaraydan daha fazla mesafe katederim. kaybolun, gözüm görmesin.
efendime söyliyim, çay dediğin dünyada her yerde yetişir gibi görünse de hal-i hazırda tek organik çay türkiye'de karadeniz çayıdır.
onun da en iyisi hiiiiç şüphe yok ki çay-kur çayıdır. onun da en iyisi sarı olan klasik pakettir.
döverim bak!
efendi, çayın iyi olacak, suyun da iyi olacak. hela suyundan çay demlersen olmaz. adam gibi yumuşak bir sudan demleyeceksin çayı. suyun kireçliyse, bolca kireç tutmuş bir demliğin olacak. suyun yumuşaksa sorun yok.
açık havada imkanın varsa en kralı odun ateşinde semaver çayıdır. porselen çayı da iyidir.
çayın tazeyse ve tam deminde (ne açık ne çok demli) içiyorsan sorun yok.
suyu kaynat, fokurdarken değil, kaynatıp bir dakika su durulduktan sonra demle. ha üstten atmışsın ha üstüne su çekmişsin farketmez. mesele çayın suya karışması, aromasını bırakmasıdır. o bir dem meselesidir. dem almadan çayı bozma.
çayı adam gibi iç. sigara içmiyorsan çayı zay etme. git meyve suyu tüket.
her şeyden önemlisi, tazeliyim mi diyeceğin bir dostun yoksa çay da demleme. (ben kendi kendimle konuştuğumdan mütevellit yalnızken de demliyorum)