patates, yerel bir yiyecek olarak inkalar tarafından uzun yıllar boyunca and dağları' nda yetiştirilmiş.
kaşif pizzaro patates bitkisini 1534 yılında avrupa' ya getirmiş, ama avrupalı soylular ve orta sınıf bu yiyeceği hemen benimseyememiş.
yaklaşık 250 yıl boyunca patates hayvan yemi olarak yetiştirilmiş ve sadece çok yoksul köylülerin sofrasına girmiş.
avrupa' nın büyük kıtlık yaşadığı dönemde fransa kralı, yerel akademileri yenilebilecek yeni bitkiler bulmaları için çağırmış. patates bitkisine gönül vermiş bir eczacı olan permentier, kralın bu çağrısını fırsat bilip patatesi tanıtmış ve başarılı olmuş.
patates kralın emri ve desteğiyle paris' te yetiştirilmeye başlanmış.
ilk zamanlar, kamuoyuna tarlalarda değerli bir şeyin korunduğu mesajını iletmek için kraliyet muhafızları tarla çevrelerinde nöbet tutmakla görevlendirilmiş, mesaj yerine ulaşmış ve geceleri tarlalarda hırsızlık başlamış.
çuvallara dolduran çalıntı patatesler halka satılmış.
bunun yani sıra, sarayda verilen davetlerde mönü baştan aşağı patates yemekleriyle oluşturulmuş, kral da halkın arasında her zaman yakasına bir patates çiçeği takarak dolaşmış.
bu çabalar sonucu, ancak 18. yüzyılda, avrupa da bir besin maddesi olarak kabul görmüş.