öğrenciliğin özlemeye başlanacağı ilk andır üniversiteden mezun olmak.
mezun olmak için önünüzdeki tek engel olan son sınavdan çıkarsınız, artık geçtiğinizden de eminsinizdir. okulun o boş koridorlarında yavaş yavaş yürürsünüz çıkışa doğru, duvarlara bakarsanız, tek tek yanından geçtiğiniz sınıflara bakarsınız hepsinde ayrı ayrı anınız vardır, duvarlarda o size senelerdir anlamsız gelen panolara bakarsınız yürürken bir yandan düşünürsünüz orayı ilk gördüğünüz günü, önünüzdeki senelerin ne kadar uzun süreceği gelmiştir mutlaka aklınıza ama artık sondur bitmiştir. yavaş yavaş karanlık koridor biter çıkış kapısına gelirsiniz. bilirsiniz ki o kapıdan çıktıktan sonra artık öğrenci değilsinizdir, adımlarınızı yavaşlatırsınız sanki o günlerin bitmesini isteyen siz değilmişsiniz gibi. içinizi bir hüzün kaplar ve dışarı çıkarsınız güneş yüzünüze çarpar döner şöyle son bir kez arkanıza bakarsınız, okulunuzu görürsünüz o kocaman harflerle yazılmış adını; işte artık orası sizin değildir; siz onun değilsinizdir. yepyeni bir hayat sizi bekliyordur önünüzde, geri gelmeyecek günleri üniversite içerisinde bırakarak uzaklaşırsınız.