sonunda beni çileden çıkaran rüzgarın sesi kesilmişti. beklediğimden daha büyüktü. vakit kaybetmeden yiyecek aramaya koyuldum. çekmecelerden ufak bisküvi tarzı şeyler çıktı . kaşla göz arasında bitti. odanın kenarında duran sobanın ateşi azalmaya başlamıştı. ne yapayım ? diye dolaşırken elimdeki bisküvi ambalajı dikkatimi çektti. rus alfabesine benziyordu. hiçbir şeyi hatırlayamamam yüzünden kafayı yiyecektim. uzun zamandır silinmemiş olan pencerenin yanına gidip etrafı seyrettim. kulübede elektrriğin olması boynumda asılı duran kamerayı şarj etme fikrini aklıma getirdi. kamerayı şarj etmeye başladım. cızırdayan ampulü söndürdüm. hemen yanımda duran kanepeye attım kendimi . aklımdan binlerce düşünce akıp gidiyordu. uyumuşum.