17 aralık operasyonunun başarısız olma nedenleri

entry10 galeri
    6.
  1. (umarım zaman ayırıp da okursunuz)

    cemaatin, devletin kendisini çok küçümsemesidir.

    kriptolu telefonlar dahil her telefonu dinlemek, borsa manipülasyonu ve ellerindeki ses ve görüntü kayıtlarıyla diğer parti ve iş adamlarını ellerine almalarının bir anlam ifade edeceğini zannedip, devletin elindeki gücü yok saymak gibi davranmanın sonucunda işte böyle ortada kalır, kendi gazetende pazartesi sözüm ona sert bir yazı yazdırırsın kendin söylemiş gibi, kendi televizyonlarında taraflı haberler çıkarttırırsın, bu zamana kadar can düşmanın olan ve her fırsatta seni yok etmeye kalkan adamlarla bir olursun... ama sonunda illa ki yalnız kalırsın.

    zannediyor ki cemaat lideri, şimdi chp ile birlik oldu, yarın chp bir ihtimal bu olaylarla başa geçerse kendisini krallar gibi türkiye'ye getirtecek. havada uçağı patlatırlar yine de sokmazlar seni bu toprakların içine. sonuçta sen bir piyonsun, şahın kendisi değil. işte bunu görememek en büyük sıkıntı. ayrıc da ak parti'nin aldığı %50 oyun %25'inin kendilerine ait olduklarını düşünmeleri.

    bir de çok küçümsedikleri rte'nin arkasındaki kayıtsız şartsız destek. bu şey gibi aynı hani babanız birisiyle söz dalaşına girer ama baba haksız bile olsa çocuk karşıdaki adama saldırır onun gibi bir destek. çok yanlış ama var böyleleri işte her oluşumda olduğu gibi. rte'nin arkasında bu sayı biraz daha fazla.

    diğer bir sebep bu zamana kadar cemaatçi diye içeri sokulan adamların bir çoğunun aslında cemaatçi değil de, cemaatçi bir torpil bulan insanlar olduğunun bilinmemesi. mesela şu anda polis olan bir çok genç gibi. adamın işi aldığı maaş. devlet kapısında keyfi yerinde sırtı rahat yerde. devlet ve cemaat çekişmesine bakmaz o adam, parası kesildiği ya da kesileceğini düşündüğü anda olay kopar. o yüzden o adam kendisini içeri sokanın değil maaşını verenin yanında olur ki nitekim 25 aralık 2. dalgada polisin operasyon yapmaması sebebi de bundan ötürüdür.

    başka bir sebep ise yargının tamamen değiştirilemez bir kontrol altında olduğunun sanılması. anayasa mahkemesi başkanı (bkz: haşim kılıç) bilinen en hükümet yanlısı yetkili ve bir çok beladan da kıl payı ak parti'yi kurtarmıştır. kapanmak da bunların içerisinde bulunmakta. hakimlerin ve savcıların yaptıkları saçma hareketler, bildiri dağıtmalar vs ise bu yanlış düşünceye tüy dikmiş oldu. her şeyden evvel istanbul cumhuriyet eski başsavcısı turan çolakkadı'yı da es geçmemek lazım. kendisi burada hesaba katılmayan başka bir denklem. zekeriya öz'ün burada kullanılması baştan yanlış, baştan 1-0 geride başlamaktı.

    benim söyleyeceğim bir başka sebep ise kemal kılıçdaroğlu. adam bir kere baştan aşağı ofsayt. konuşma desen yok, inandırıcılık desen yok. ağzında sakız olan 2-3 kelime var başka da bir numarası yok. hayır rte'nin yerine koymaya çalıştığınız adama bakın bir ya. bari baykal varken yapsaydınız bunu en azından bir anlamı olurdu. kılıçdaroğlu'nun değil halkı, kendi partisini etkileme gibi bir meziyeti yok. bu zamana kadar milletin karnının tok olduğu siyasetçi tipi tam olarak. bir de samimiyetsiz olması ki aman aman. adamın sağduyu çağrısı bile bunları fişekleyen aslında benim demesi gibi.

    son olarak da diyebileceğim, tayyip erdoğan'ın 12 yıldır ne kadar güçlendiğinin farkına varılmaması. bunu ne tarafa açarsanız açabilirsiniz. benim demek istediğim sadece 1 cümleydi.

    şunu da eklemek istiyorum ki, insanlar zannediyorlar ki ak parti'ye oy veren %50 çoğunluğun hepsi köküne kadar ak parti'yi destekliyor. öylesine yanlış bir düşünce. halbuki bir çok kişi şu anda karşısında daha sağlam bir muhalefet olsa (mesela mhp'nin başında celalettin cerrah olsa) hiç süphem yok oyunu o tarafa kaydırır. devlet bahçeli denenmiş bir siyasetçi bu ülkede. koalisyonda görev verilmiş ve yaptıkları görülmüş. kemal kılıçdaroğlu ne olduğu belli, mazisinde ssk vurgunu yatan bir insanın yolsuzluklarla savaşıp bunu yapanlardan hesap soracağız diyerek, seçim propagandası olarak bunu ön plana çıkarması resmen kara mizah. mustafa sarıgül olsa chp'nin başında yine aynı. adamın partiden ihraç sebebi belli bir kere. devlete en çok yük olan kamu kuruluşu ise şişli belediyesi. şimdi siz böylesine zayıf rakipler karşısında böylesine adamlar karşısında, en kötünün iyisine oy gitmeyeceğini mi düşünüyorsunuz hala?

    biraz uzun oldu ahali kusura bakmayın ama valla da billa da bu siyasetle alakalı son yazımdır. ben artık sevdiğim insanlarla, ya da bir kere de olsa konuşma şansı bulacağım insanlarla görüşlerimiz yüzünden çatışmak istemiyorum. herkes kendine göre haklı ama kimse suçlu ya da sorumlu değil tabi. ne bir berkin ne de bir burak'ın canından daha değerli bunların hiçbirisi. ve o yavruların cesetleri üzerinden siyaset yapıp, hele hele o cesetleri mezarındaki yere koymak için bile gövde gösterisi yapan siyasetçilerden de bu kadar. lütfen hepiniz kendinize çeki düzen verin, hepimiz kendimize çeki düzen verelim. eğer ki şu anda bu duruma gelmiş isek bunun sorumlusu biraz da biziz, kendimiziz. biraz daha sabır, biraz daha sağduyu.

    hepinizi seviyorum gençler.
    0 ...