büyükadaya varmıştım güneş beni selamlıyordu sanki apollo gülümsüyordu bana.poseidon hızlı ve sakin bir şekilde vapurumu büyükadaya taşımış rüzgar tanrısı boreas geçit töreniymişçesine yükseklerden sert ve düzenli şekilde kıyıya kadar estriyordu.zeus sakindi olay örgüsünü izleyip hikayemin nereye gideceğini tartışıyordu.hades boka batan hayatımda sticks nehrinin ötesinde büyük bi heycanla beni bekliyordu...
yürümeye başladım argus'un 2 katlı dublex ahşap evine doğru.
tepede manzarayı gören yeşillikler arasında beyaz bir evdi.
cennetten bir parça tanrının bile kafa dağıttığı korunaklı alan gibiydi.
etrafta aşıklar el ele doşaşıyor faytonlar yoğun ve seri bir şekilde adayı turluyordu.
yürümeye devam ettim bir süre sonra argusun yanına vardım bahçede fötr şapkası ve kemik gözlükleriyle kahve içerek resim yapıyordu.
