emre belözoğlu

entry4792 galeri video49
    54.
  1. bu ülkede savunmayacağım bir kamu oluşumu varsa o da basındır. medya bildiğimiz gibi her şeyi çarpıtır, abartır, insanı kötüyken itin götüne sokar, iyiyken de başımıza padişah yapar. ancak şöyle değişmeyen bir gerçek vardır ki emre'nin bu hareketleri yaptığı iddia edilen mehmet demirkol asla klasik türk medyası'nın bir parçası olmamıştır. objektifliğinden bugüne kadar bir kez bile ödün vermemiş, hep olması gerektiği gibi düşündüklerini yazmış, söylemek istediklerini en güzel şekilde okuyuculara yansıtmayı başarmıştır.

    peki emre sen neler yaptın allahını seversen galatasaray'dan ayrıldıktan sonra. tamam yükselen bir yıldızdın, avrupaya gitmek istiyordun, bunları onaylarım. her oyuncu ister bunu. ancak zaten mali açıdan zor durumda olan klübüne bir de kazık atarak inter'e gitmesiyle başladı emre'nin düşüşü. bir sene daha bekleyip kendisini sürekli oynayarak biraz daha geliştirip, hem de klübüne para kazandırarak gitmek varken, o kolay yolu seçti. şimdi bir zamanlar emre'yi geleceğin hagi'si olarak görüp bağrına basan galatasaray taraftarının yüzde kaçı emre'ye eskisi gibi yaklaşabiliyor?

    belirgin bir şekilde fatih terim seri üretimi olduğu belli olan, agresif, her zaman kapasitesinden büyük işler yapmaya çalışan, sahada toptan çok hakemle meşgul olan, en ufak bir şeye itiraz eden, yeri geldiğinde sorumluluk almaktan aciz, bacak kadar boyuna bakmadan "agresifim ben kodummu oturturum" şeklinde sağa sola bakışlar atarak karşısındaki oyuncuyu sindirmeye çalışan bir oyuncu haline geldi bizim teknik genç yıldız emre. ne eskisi gibi çift yönlü oyunu var, ne de başka bir şeyi. bugün karakterini tartışacağım diğer bir adam olan tümer metin, emre'ye göre ilerlemiş yaşına rağmen gerektiğinde çift yönlü oyunu oynuyor, sorumluluk alıyor, hatta olayı abartıp tek başına maç bile alıyor.

    emre'ye zaten şöyle bir baktığımızda sabıkası maşallah. dini bütün bir oyuncu görüntüsünden giderek minik bir playboy'a dönüştü emre. gece hayatı ve hatunlar tatlı geldi tabi. işte böyle bir mevzuda bile insan kendisiyle çelişebiliyorsa, sahada ondan nasıl tam konsantrasyon bekleyebilirsiniz ki? emre düştükçe düşüyor, geriledikçe geriliyor. önce kazara çarptığı ve öldürdüğü vatandaş. hadi bu kazara oldu. peki isviçre maçı da mı kazaydı? 90 dakika boyuna kıpkırmızı bir suratla, her eline geçen fırsatta hakeme küfürler yağdırdığı ve sonuca direk olarak etki edecek çok büyük hareketler yapmadığı bir maçın dünyaya görünen rezalet tarafının başrol oyuncularından biriydi. neymiş efendim hırsına yenilmiş. peeeh! ulan tuncay'da hırslıydı o maç. herif işini sahada yaptı, 3 gol attı sen hakeme bağırıp maç sonunda isviçrelilere kafa göz dalarken.

    sonra ırkçılık suçlamaları gibi bir rezalet. zencilerin neredeyse sıfıra yakın tepki gördüğü ve hatta onlara olan tepkilere karşı organizasyonların başladığı ülke olan ingiltere'de sen ırkçılıkla suçlanabiliyorsan hakkaten helal olsun. her ne kadar "ben yapmadım, ben etmedim" dediyse de o gün belki emre'ye acıyıp "yok lan yapmamıştır" demişimdir belki ama şimdi emre kusura bakmasın ama kendisine değil, ingiliz basınına inanıyorum.

    son hareketi ise bardağı taşıran harekettir. zaten dikkat edin, bir önceki gün antremandan alınan görüntülerde emre ve hakan şükür başbaşa. burda ufak bir parantez hakan şükür için. türk futbol tarihinin en büyük komplocusudur bu adam bence. takım içi gruplaşmalar, medyaya sataşmalar, her fırsatta "ben dini bütün 5 vakit namaz kılan bir adamım" imajı vermeler. görünen o ki emre de hakan abisinin izinden gitmekte. yarın bir gün emre de açıklama yapar: "beni eleştirmeyin allah'ın gücüne gider" diye.

    neticede, bunları söylediğime inanamıyorum ama, türk medyası yüzde yüz haklıdır. özellikle de mehmet demirkol. çünkü hakkaten ben böyle terbiyesiz bir oyuncunun ülkemi temsil etmesini istemiyorum.
    9 ...