iki yüzlü nankörlerdir. kocalarından memnun olmadılar mı hemen koşarlar cumhuriyet mahkemesine. sıra oy vermeye gelince en öne kendileri düşer. bir taraftan atatürk'ü sevmez, diğer taraftan "ben doktor olacağım, avukat olacağım, hakim olacağım, başım örtülü diye engel çıkarıyorlar" diye yakınırlar. babaları vefat edince mirastan kendilerinin bir, erkek kardeşlerinin iki pay almasına yanaşmazlar. mahkemede "sayın hakim, benim ifadem böyle. tanıklık yapan erkeğinki de duyduğunuz gibi. başka şahit yok. lütfen benim ifademi geçerli kabul etmeyin. ikinci bir kadın şahit bulamadığım için, dinime göre benim ifademin, erkek tanığın ifadesi kadar muteber sayılmaması gerekir" demezler. evlerinden çıkarken kocalarından izin alma gereği duymazlar. "doktorluk, hakimlik yapıyorum" diye erkek kaynayan ortamlara girmekten çekinmezler. kocalarının sözünü dinlemez ama kocaları, önce uyarıp, sonra yatakları ayırıp, sonra döverse "hakkıdır" demez, doğru polise şikayet ederler. ses zinası, göz zinası gibi sakınılması gereken hususları hiç sallamazlar. tutarsızlıkları saymakla bitmez.