güzel çocuğum,. yakışıklı oğlum.. delikanlım.. kara yağızım. kara gözlüm.. gittin mi sen şimdi? haylazlık yapamadın mı daha da? öpemedin mi bi güzelin dudaklarını doyasıya? ve ağlayamadın mı ayrılık acısına henüz? koşamadın mı korkusuzca sokaklarında yurdunun? göremedin ki denizini, dağını, ovasını, meyvesini, sebzesini, karını, rüzgarını nedendir ki bu toprağa aşk? girmek var mıydı böyle tez e be güzel çocuğum? sen daha can içi olmayacak mıydın anasının kuzusu delikanlım.. sana kefen geniş gelmedi mi ? bari melek kanatların kırışmasaydı.. içimiz kan ağlamadı be çocuk, kustu.. o aydınlık gözlerin var aklımda hani şu kapkara kaşlarının altındaki gülen güzel gözler.. ya gidebildin mi güzel bir konsere? yağmurda ıslanarak.. ya da bir futbol maçında doyarcasına küfür ettin mi ağzın dolu dolu.. neydi ki abim neydi toprağa bu hasretin. baksana ağlamadım ben, yaşlar kendisi gidiyor. vallaha bak.. slogan atamadın ki sen daha mitingte dilin dönmez be abisinin yakışıklısı. olmaz yani. senin ellerin pamuk gibidir, öpülesi.. sana gelmez ki gaz kapsülü filan. melekler korur.. gözlerin karanlığı mı sevdi, o kapkara gözler. ha abicim.. duysana bizi.. duy be güzel çocuğum.. daha rakı içmedik ulan, ahmet kaya dinleyip ağlamadık bile. hele nazım ın şiirini hiç okumadık beraber.. rakına buz istemedin bağırarak.. sarhoş olamadın örneğin. yalpalayarak mahalleyi ayağa kaldırmadın ulan daha. nasıl gidersin nasıl ali ismail mi çağırdı yoksa ethem abin mi sarılmadı doyasıya sana. yoksa cömert çiğ köfte mi yaptı. neydi ulan seni oraya götüren. kefene sığmazsın ki sen gözleri deniz kokan çocuk az mı geldi nefes sana. 16 kiloluk o dağ gibi yüreğine nefes az mı geldi ha.. olmadı be abim, olmadı..