öncelikle söyleyelim seviyorum bu başlığı, kimse de demesin ki taraflı konuşuyor.
objektif olmak benim suyum ekmeğim gibi, olmazsam rahat edemem.
tanımı da yapalım. anlamaktır.
gelelim esip savurmaya.
ne büyük bir allah vergisi yetenektir bu, hakkaten yatıp kalkıp şükretmek lazım. olmayabilirdi de.
bu yeteneğin kaynaklarından biri türk ün şahane seçim yeteneğidir.
liderini iyi seçer arada ortaya çıkan tutarsızlıklar tarihin uzunluğu arasında kaybolur gider, onları saymamak lazım.
seçim yeteneği dedik ya, düşün 30-40 çadırlı bir topluluktasın en az 3-4 tane lider adayı vardır.
türk, onlar arasından en iyisini seçer.
bakar, hangisi kendisinden çok topluluğu düşünüyor, topluluğu arkasından sürükleyecek takat hangisinde var. sonrada ona itaat eder ve yardımcı olur ama dikkat et itaat dediysek gene boş bırakmaz adamı, liderin etrafına onu kontrol edecek bir aksakallar heyeti koyar. lider o heyetten hayli tırsar. yani dediğim dedik çaldığım düdük demez.
sonra bekler ki topluluk büyüsün, kazanılan mümkün olduğunca eşit dağıtılsın, tembel alamasın, çalışan alsın, güçsüz olan topluluk üyesi kenarda köşede aç kalmasın.
işte bu çekirdek oluştuğu zaman türk ün önüne imparatorluk halısı serilir. bundan sonrası için gereken tek şey zamandır. allah ın üzerine yemin ettiği, zaman.
zaman akmaya başladığında bu çekirdeğin kopyaları köylerde, kasabalarda, şehirlerde sonra da ülkelerde kurulur.
takat, itaat, aksakallar, bölüşme, yardımlaşma ilk çekirdekte nasılsa kopyalarda da öyledir.
bu çekirdek her 30-40 senede bir oluşur ama bazılarında zaman uygun olmaz. tekrar canlanmak üzere kaybolur.
bu yazmaya çalıştıklarım, okla, atla imparatorluk özlemlerini dile getirenlerin yazdıklarından farklı algılanmalıdır.
ben, büyük ekonomi, yüksek sosyalilte, yüksek adalet ve aşılmaz savunma ve iyi binekleri kastediyorum. yani iyi uçaklar, iyi arabalar, üzarinde türk malı yazacak ve made in turkey yazmak sorunda kalmadığımız yaygın bir Türkçe yi kastediyorum.
türklerin imparatorluk olma durumu da en başta insanlık için gereklidir.
çünkü türk, tarihin hiç bir döneminde mal için, kendine tabi olanları asıp kesmemiştir, kıyım yapmamıştır. olanı paylaşmıştır.