Bilirsiniz insanlar doğarlar, yaşarlar, severler ve ölürler. insanlar severek ölürler. En azından ben öyle düşünenlerdenim. Şimdi derince düşünmemize de gerek yok sevgili okurlar biraz etrafınıza bakın insanlar hep severler. Her şeyi sevebilirler. Arabayı severler, ağacı severler, kuşları severler, çikolatayı severler. Her şeyi sever insanoğlu. Sevgi derin değildir. Yüzeyseldir. Ama sevgi kalıcı olandır.
Şöyle önce bir elleriniz titrer, avuçlarınız terler. Sıkıntı basar bir üfünet aman Allah'ım dersiniz bu çile ne tür bir çile. Yüreğiniz daralır ölüyorum diye haykırırsınız içinizden. Ama ölmek değildir bu hissettikleriniz yaşadıklarınız. Aşk öyledir ki sevdiğinizin elini avucunuzda hissetmediniz mi el terler. Fazla gelmez o el. Deli gibi aşık olursun ölümüne seversin. Onun için her şeyi yaparsın. Leyle ile Mecnun gibi dersin Ferhat ile Şirin de olabilir dersin bizim aşkımız ama yanılırsın. Onlar birbirlerini sevmeyi bilen çiftlerdir. Aşkın her şey olmadığını anlayan her şeye rağmen sevmeyi bilen çiftlerdir. Bu yüzden onların aşkı hala dillerimizde hala bize keşke öyle olsa dedirtiyor. Çünkü biz sevmeyi bilmiyoruz. Aşk diye nitelendirdiğimiz şeyin bağlılık evresini göremiyoruz. Tam buldum diyoruz ve puff adete bir sihire uğramışçasına aşk yok oluyor.
Aşk gönül uyuşmasıdır. Aşkta gönüller hitap eder ruhlar hitap eder insanlara. Ama sevgi başkadır. Apayrı bambaşka bir kavram...