milli mücadele ile bölücü terör ü bir tutacak kadar kör cahil bir arkadaş. çerkes ethem in, sütçü imamın yerel direniş çete reisleri olduğunu, hasan tahsin in gazeteci olup işgalin ilk günü öldürüldüğünü bilmeyen-veya bildiği halde bu şekilde konuya dahil etmek işine gelmeyen- ve buna rağmen savaş kavramından karşısındakine cahil diyebilecek kadar sığ yazar. evet kurtuluş savaşında bir müddet çete olarak yerel mücadele edilmiştir ancak 27 Aralı 1920 tarihinde düzenli orduya geçilmiştir. savaş olarak iddia ettiği olgunun bir tarafı meşru bir devlet iken diğer tarafı 30 küsür yıldır dağlarda ayılar gibi barınan kimselerdir. kurtuluş savaşının bittiği tarihe de bakarsan "savaş" ın ne demek olduğu anlarsın yazarı. ayrıca kendi bölücülüğünü meşru hale getirmek için milletin istiklal mücadelesini de işin içine katacak kadar jonglor yazar kişi.evet bu sayılanlardan hiçbiri resmi olarak asker değildi, ama acaba murat karayılan mıdır haki üniforma giyince eline keleşi alınca eşitler arası mücadeleye konu olabilecek olan veyahut şemdin sakık mıdır bütün dünyanın "commandante" dediği gayri-resmi harp ustası bilmeyen yazardır. öyle avaye esemeden çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi de insanın kendine batırması gerekir.zira hep aynı terane olan "biz bin yıldır buradayız" tezini de savunmaktadır. örnek verilen kızılderililerle ilgili folklorik kanıtlar bulunmakta, koruma altına alınmış durumdadır. bir coğrafyada bin yıldır yaşayan bir milletin tek bir taş hatırasının dahi olması kime ne kadar inandırıcı gelecektir acaba merak ettirmiştir ama ısrarla anlamamış yazarıdır. acaba hep mi bulunulan yerlerde asalakça yaşayıp üretmeden tüketme yanlısı olduğunuz için şimdi bunun ispatı kuru laftır merak ettirmiştir.sapla samanı ayırt etmeyip buna siyaset diyenlere verilen milliyetçi tepki de zoruna giden yazardır öte yandan, ama işi mahalle tartışmasına dönüştürmesi fayda etmeyecektir. bin yıllık türk yurdu olan anadoluda dağdan inmelerin öz hakkı olduğunu iddia etmesi de ayrıca son anda güldürmüş yazardır. özetle sabit fikirli, karşısındakinin milli olgularını yalnızca faşizm olarak bellediği için tartışmanın yersiz, vakit kaybı olduğu yazardır, o nedenle çok da ciddiye alınmamalıdır.
