sana artık kızamıyorum bile canım kardeşim. seninle elbette küçükken bir top oynamışlığımız, ip atlamışlığımız vardır. sonra sen stv izledin, ben kitap okudum, bugünlere geldik.
ben normalde bakkala bile gitmeye üşenirim. aman evladım olaylara karışma diyen annemi bir defa üzmüşlüğüm yoktur. ama neden sokağa çıktım, biliyor musun? bir video izledim, kadının biri sokakta gta oynayan akrepli polise bağırıyordu, "astımım var, bebeğim var, görevinizi yapıyorsunuz ama yeter sıkmayın". benim o ana kadar halkı koruyup gözeten, emirleri olan gariban ama şerefli türk polisi diye gurur duyduğum adam ne yaptı, biliyor musun? akrebi çevirdi ve o kadına sıktı. aratırsan çıkar belki. sonra bir ton video gördüm, polisin korumasında eli sopalı, palalı serseriler mi dersin, bilerek evin camını kırıp gaz atan, esnafın dükkanını mermiye ve fişeğe boğup mahveden ve hicbir şey olmamis gibi çekip giden. sen sabah gittiğinde gezicilere küfrettin ama bildiğin mavi üniforma giydirilen bir serseri yaptı. üstelik bazilari türkçe bilmiyordu polislerin, arapça konuşuyorlardı. izmirde arapça konuşan polisin isi ne? ben öğlen sadece yürüyüşe katilip eve döndüm, polisle karsi karsiya gelmek benim anlayisima ters bir kere, kurum olarak polisin yanindayim normalde. ama ne oldu? eve dönerken polis üzerime doğru koşmaya başladı, bilmediğim ara sokaklarda ölüm korkusu yasadim arkadaşlarımla eve giderken.
ve simdi 14 yasinda benimle top oynayan senin öldürüldüğünü düşündüm. canım sıkıldı. çok üzülürdüm canım kardeşim, en az benim kadar yaninda olduğunu bildiğim polis tarafından gunahsiz yere oldurulseydin.