"lanet olası polisler peşimizde!" ve "hey dostum senin sorunun ne ha?" gibi olmazsa olmaz cümleler ile en tehlikeli anlarda bile kahramanın alaycı ve muzip kişiliğinden asla ödün vermemesi. örneğin herifi bacağından vururlar ama o yine de esprili tavrını hiç bozmadan "hey adamım bin dolarlık takım elbisemi mahvettin, sen hiç hayatında o kadar parayı bir arada gördün mü ha?" filan gibi cümleler kurar. ulan vurulmuşsun işte, bu daha neyin şakacılığı bu kadar?
bir de ölmekten son anda kurtulan bir kadın karakter mutlaka vardır. ki bu kadını genelde felaket sonrası sırtında battaniye, elinde kahve kupası ile polis arabasının arkasında otururken görürüz. kadın, polise ifadesini verdikten sonra kahraman gelir kadını öper. derken arada Amerika bayrağı şöyle bir anlık bir bahaneyle görünür. ne bileyim belki bir zenci polis, fotoğraf çekmeye çalışan bir gazeteciyi engeller filan. ve..