insanların ilgilendikleri ve hoşlarına giden şeylere bakıp daha sonra bunu medeniyetle eşanlamlı oluğunu düşündükleri avrupadakilerin ilgilendikleri ve hoşlarına giden şeylerle karşılaştıran insanlar tarafından kurulan ilişkidir. örneğin, çiğ köfte gibi yiyeceklerimizin kırsal yiyeceği olduğunu düşünen insanlar kurbağa bacağı tarzı yiyecekleri şehirli yiyeceği olarak görürler. oysa yiyeceklerin birer uygarlık seviyeleri değil sadece lezzeti vardır ve tadını seven herkes tarafından tüketilebilir. özellikle şu anda erasmus gibi öğrenci değişim programlarıyla yurtdışına çıkmış olan veya burada arkadaşları olanlar varsa daha da iyi anlayacakları gibi, tıpkı yukarıda sözettiği gibi kendi yemeklerini sevmeyen insanlar gibi biraz modern olsana diyen avrupalıların, türk yemeklerimizi tattıktan sonra bayılıp söylediklerini unutmaları sıkça rastlanan bir olaydır. bir çok yemeğin çıkış kaynağı zaten zorluklarla dolu olduğundan, ihtişamı simgeleyen bir yemek kolay bulunmaz. örneğin restoranlarda oldukça pahalı satılan sushiler bunlara bir örnek olarak verilebilir. bir insanı çiğ köfte veya kokoreç yediği için aşağı görmek hem saçma hem de o lezzetlerden mahrum kalmayı gerektireceği için yazıktır. eğer bir yiyeceğe sadece bir materyal olarak bakarsak, bunun insanlar tarafından nasıl algılanacağı sadece insanlara nasıl gösterildiğine bağlıdır. eğer lezzetliyse sadece başarılı olma şansı artacaktır. şarap gibi aslında hiç de karmaşık olmayan ve çoğu zaman ne olduğu anlaşılmadan sırf bir gösteriş amacıyla tonlarca para yatırılan bir içecek buna örnektir (bkz: yıllanmış şarap)-#1288558 .dünyanın en lezzetli yemeklerinden çoğuna sahip olmamıza rağmen bu yiyecekleri modernliğe zıt görecek kadar ezik insanlar nedeniyle bu kültür mirasımızın aşağılandığını görmek bence çok üzücü. hem kurbağa ile şehri bağdaştıran mantık da ne?