hava durumunu hepimiz elimizden geldiğince takip ederiz, özellikle mevsimlerin geçiş dönemlerinde.
biraz fizik ve matematik görmüş her insanın da bilebileceği gibi hava durumunu kesin olarak tahmin etmek imkansızdır. (ill conditioned functions) 5 günlük tahminlerde bile yanılmalar olabilirken, 20 gün sonrasının hava durumunu tahmin etmek mümkün değildir.
ama biz eğer hava durumu yarın yağışlı gösteriyorsa, sokağa çıkarken şemsiyemizi alırız. veya güneşli gösteriyorsa yanımıza şemsiye almayız. belki yağmur yağar, belki yağmaz. onu bilemeyiz. sadece hava durumunun gösterdiği şeyin olma ihtimalinin fazla olduğunu, ve ona göre davranmanın yerinde ve doğru olduğunu biliriz. sonra şemsiye aldığımızda yağmur yağmazsa veya şemsiye almadığımızda yağmur yağarsa da bundan pişman olmayız. ben niye şemsiye aldım veya almadım demeyiz. çünkü o zaman için doğru olanı yapmışızdır. gelecekte öyle olmayacağını nerden bilelim ki ?
kısaca demek istediğim, bugün için ilerde olma olasılığı fazla olan şeyleri yaparsanız, ileride öyle olmasa da asla pişman olmazsınız. benzer şekilde, bugün için ileride olma olasılığı az olan şeyleri yaparsanız, ileride bu yüzden çok pişmanlık duyarsınız.
şimdi daha direkt bir örnek vereyim pekişsin,
diyelim bir insan mimarlığı seviyor, mimarlık da onu. sınava giriyor ve istediği puanı alıyor. şimdi çocuğun bir seçim yapması lazım. mimarlık mı seçecek yoksa başka bir şey mi ? çocuk düşünüyor, ben mimarlığı çok seviyorum, ileride de mimar olmak istiyorum ama ya şartlar değişir de ben mimar olamazsam ? o zaman şimdi mimarlık seçtiğime pişman olurum, mimarlığı boşuna okumuş olurum.. insan sadece tek bir bölüm okumalı.. acaba ne yapmalıyım ?
şimdi bir düşünün. bu çocuk mimarlığı seçerse, mimarlığı çok sevdiği için ve yapabildiği için ileride iyi bir mimar olma ihtimali çok yüksek. hayatını da mimarlığa göre şekillendirecek ve ileride çok iyi bir mimar olacak. tabi ki hiç birimiz geleceği bilemeyiz.. belki de olamaz. ama şu anki şartlar gösteriyor ki çocuğun ilerde büyük bir mimar olma ihtimali çok fazla.
şimdi bu çocuğun, sırf ileride az da olsa mimar olamama ihtimali de olduğu için, mimarlık seçmemesi doğru bir şey mi ?
son cümleyi birkaç kez okuduğunuzu ve tam anlamıyla anladığınızı varsayarak devam ediyorum,
çocuğun ilerde mimar olamama ihtimali de olduğu için mimarlığı seçmemesi çok yanlış bir şey. öyle bir yanlış ki hayatını tamamen mahvedebilecek türden.
çocuk mimarlığı seviyor ve mimar olmak istiyorsa, mimarlığı seçmelidir. bugün için de gelecek için de doğru olan odur. olur da elinde olan veya olmayan nedenlerden dolayı mimar olamazsa, pişman olmaz. çünkü mimar olma ihtimali mimar olmama ihtimalinden çok fazladır. ve geçmişte mimarlığı seçerek doğru olanı yapmıştır. bu yüzden pişman olmaz.
ileride olma ihtimali fazla olan şeyi seçerek mantıklı ve doğru olanı yapmıştır.
gel gelelim mimarlık sadece ufak örnek,doğru olan sevdiğiniz şeyin peşini bırakmamanızdır. tam tersi, asıl sevdiğiniz şeyin peşini bırakırsanız ileride pişman olursunuz. sakın ola ne olacak şimdi diye kafanızı hüzne gömerek uyumayın." çocuk mimarlık seçmezse ileride pişman olur. çünkü artık mimar olma gibi bir ihtimali kalmamıştır. ama mimarlığı seçseydi büyük ihtimal mimar olacaktı. çocuk hayatının fırsatını tepmiştir. ve insan, hayatının fırsatını teperse pişman olur. ayrıca çocuk sevdiği şeyi seçmediği için de ileride çok pişman olacaktır. insan sevdiği şeylerle yaşar, sevdiği şeyler ona mutluluk verir."
bu durumda açık ara en mantıklı ve doğru karar, takdir edersiniz ki çocuğun mimarlığı seçmesidir.
bakın tekrarlıyorum, (artık ilkokul çocuğu modeli) (bkz: repeat after me)
bugün için ilerde olma olasılığı fazla olan şeyleri yaparsanız, ileride öyle olmasa da asla pişman olmazsınız. an bu an, sonrası yok, mal gibi beklemeyin harekete geçin lan andavallılar ! neyse tamam sakinim devam edelim ;
bunu okuyan her kimsen sayın abicim,ablacım,dayıcım,kardeşim, canlarım, ballarım, ey romalılar! iyi okuyun bu satırları.
önemli kararlarınızı vermeden önce bir düşünün ve pişman olacağınızı düşündüğünüz bir kararsa bu yazıyı okuyun. belki sizin doğru diye düşündüğünüz şey aslında doğru değildir. belki pişman olacağınızı düşündüğünüz şeyden aslında pişman olmayacaksınızdır. bu her durum için böyle, aşk içinde yaşam içinde hepsi için geçerli. pişmanlık zor iş efendi gibi çeken insana saygım büyük çünkü gerçekten zor iş..
şimdi bu tongaya düşenlerin olası reaksiyonları şunlardır onları da bilin ki gözünüz korksun,bir şeyi yapmadan bin kere düşünün ;
"ah salak kafa ah, ah yolumu yordamımı sikselerdi de delirmeseydim, ah allah belamı verseydi de konuşmasaydım"
"elim kolum kopaydı da öyle yazmayaydım"
"bla bla.. bölümü yazdığım aklımı sikeyim" diye örnekleri çoğalır, akıllı olun.
sonra çetin tekindor'un efsane filminde ki gibi " Ağzım dilim lâl olaydıı " diye gezersiniz piyasada, çevrenizdeki hokkabazları geçtim onları siktir edin de kendi gözünüzde ve karşınızdakinin gözünde olmadığınız biri gibi görünmek,küçük düşüp onurunuzun kırılması ya da bir düşüncenin her gece içten içe sizi kemirmesi de cabası. neyse ben uyarayım da yine sizin bileceğiniz iş. "kaçak güreşme sen nereden biliyorsun" diyenler içinde bir arkadaşın başına gelmişti oradan diyeyim, siz anlayın.
akıllı olun oğlum hayat kısa, valla bak.. çok akıllı olun. şimdi sizleri "önceee dakikalara kırgınn, sonra saatlere ve günleree dargınnn..." edalarıyla selamlayıp, sözlerimi sonlandırıyorum. aptal olmayın.