yarım kalan bir aşk hikayesi

entry145 galeri
    126.
  1. (bkz: devam ediyor)

    ne demek istemişti acaba diye düşünüyordum bir yandan diğer yandan hızlıca yürüyordum. geldiğim yoldan evime doğru gittim. biraz sonra aklım yaklaşık yarım saat önce gördüğüm sarı kıvırcık dalgalı saçlı kıza gitti. tam da buradan geçmişti. kokusu bile sinmişti kaldırıma. allah ım ben ne yapıyorum dedim içimden. bundan önce defalarca yaptığım gibi kızdım kendime.

    iki yanı, dökülmüş yapraklarıyla göze çarpan ağaçlarla dolu sokaktan geçerek evimin olduğu sokağa çıktım. apartmanın girişinde ara sıra bana yemek yapıp getiren saliha teyze otururdu. apartmanın kapısının ardında tombul ellerindeki tencereyle göründü saliha teyze. acaba bu kez ne getiriyor diye meraklandım. "saliha teyze!" diye seslendim, beni görünce nurlu yüzüne gülümseme düştü, "oğlum ben de sana yemek getiriyordum, annen geçen geldiğinde hediyeler getirmişti bana, mahcubum hala." dedi. "olur mu saliha teyze, sen de bir nevi annem sayılırsın benim." dememle açık kahverengi gözleri boncuk boncuk oldu, belki de yaklaşık 4 yıl önce yani ben buraya yeni geldiğimde vefat eden oğlunu hatırlatmıştım ona. benim gözlerim de yaşardı. tencereyi elinden aldım, "ellerine sağlık saliha anne." dedim. yanlış yaptım galiba diye düşünürken ben saliha teyzenin yaşlı gözlerinde bir güneş açtı. "afiyet olsun evladım." dedi. koşarak çıktım merdivenleri, anahtarı bir kere çevirdim yuvasında ve girdim yalnızlığımın beni beklediği yere.

    ayakkabılarımı tam çıkarmamış haldeyken koridordaki dolabının yanına fırlattım. iki elimle kavradığım tencere bu ani hareketle elimden kaydı ve büyük bir gürültüyle yere düştü. tencerenin içinden zeytinyağlı dolmalar fırladı koridora. yuvarlanan tencere ters döndü zemin üzerinde. en sevdiğim yemekti zeytinyağlı dolma. annem söylemiş olmalıydı saliha teyze ye. yere çömeldim, henüz yere temas etmemiş dolmalardan üç tanesini ağzıma attım. annemin yaptığı enfes zeytinyağlı dolmalar gibiydi.

    (bkz: devam edecek)
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük