düşüyorum. dünyanın en güzel yerlerini gördüğüm o mutlu göklerden hızla düşüyorum. bulutlara çarpa çarpa. daha ne kadar düşeceğim bilmiyorum. korkuyorum. bana ne olacak. neden düştüm. oysa ne güzeldi her şey.
çok düşündüm üstüne, değişmek nedir. kıstası nedir. ne kadarına panik yapmayacağız, ne kadarı tehlikeli, nerde dur diyeceğiz ya da nerde bırakıp gideceğiz diye.
10 gündür tuhaf bir acı ve telaşın içindeyim. anlatsam neler değişti diye, bir kaç küçük detay. mesajların soğukluğu, bıkkınlığı, öylesineliği gibi. ama farklı işte. ilk kez yaşadığımız bir şey. başından beri hep koruduğumuz coşkunluğumuz mutluluğumuz yok 10 gündür. 10 gündür aralıksız. bununla yaşamaya alışacağım diye korkuyorum. artık hiç eskisi gibi olamayacağız diye çok korkuyorum.
bazen gururla ben de aramayayım, ben de soğuk davranayım diyorum. ben başladıktan sonra geçmiyor vakit. ben burda kıvranırken o ne yapıyor bilmiyorum.
bazı şeyleri tanımak için bir kaç yaşanmışlık yetiyor. insanların içi değişmezse tavırları değişmez. bunu bilmek mahvediyor beni. aklım sürekli onda. sürekli ne oldu diye. neden, artık sevmiyor mu. sıkıldı mı, bıktı mı, beğenmiyor mu, başka bir şey mi, benim yüzümden mi, onun yüzünden mi.. düşün düşün düşün. her saniye başka çözümler buluyorum. her an başka ruh halleri.
daha 10 gün önce ufak tefek hatalarımıza rağmen herkese hem inanamayıp -nasıl böyle ilişki sahibi oldum diye- hem de gurur duyarak anlattığım tertemiz bir ilişkiydi. ikimiz de sakiniz, seviyoruz bak ortaya ne güzel şeyler çıkıyor diye gurur duyuyordum doğru insanı bulmanın verdiği sevinçle. hiç hayal kırıklığına uğratmamıştı çünkü. ben hazır olsam dahi buna, o hep üzerine düşeni yapmaya çalıştı, yaptı da. kendimi düşünüyorum; ben de kendimi o kadar iyi verdim ki ilişkiye. gerçek manada o kadar güvendim, hatta geri dönülmez bir sürü şey yaptım hiç korkmadım çünkü aklıma bile gelmedi aksi. stresli dönemleri oldu. hepsine ayrı ayrı katlandım yardım etmeye çalıştım elimden geldiğince. o da öyle. hep nazik, kibar kırmamaya çalışan bir tavırla yaklaştı bana.
ama şimdi; kırılmam çok da umrunda değil gibi. soruyorum yok öyle şey mi olur diyor. geçenlerde kendimi tutamayıp resmen ağladım karşısında, evet biraz farkındayım ama düzelteceğim dedi. farkında olmasına mı üzüleyim. yine aynı. yanındayken çok değil de uzaklaşınca çok farkediyorum, pis bir soğukluk var.
çevreye bakıyorum ne biçim çiftler var uzun zamanlar aralarındaki aşkı sevgiyi kaybetmemiş. bitti mi bizim yani. bu kadar mıydı. nişanlandıktan 3 ay sonra böyle oluyorsa evlenince ne olur bu insan. kendimi çok büyük bir hata yapmış gibi hissediyorum. bunu düşünmek bile o kadar yakıyor ki, içimi o kadar öldürüyor ki. biter mi aşklar sevgiler, bir insan nasıl o kadar iyi rol yapar aylarca. insan sevse de değişir mi. kolay mı be böyle. ben annemi babamı kaç kez kırdım onun için. sevince böyle mi oluyor. ne oluyor ya, ne oluyor.
ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyorum. içimde bir şey gittikçe kötü yaralanıyor onun yüzünden. bu muydu buna mı bağlıydı dese diyemez; göz göre göre beni öldürdükçe. ne kadar katlanabilir ki insan. nasıl bana bu kadar güç veren diri tutan bir şey birden en elim düşüncem olur. nasıl olur. nasıl olur. nasıl olur. nasıl katlanır insan buna.
neye inanır ki insan bunu da görünce. inanmaya bile inanmıyorum şimdi.