kasetle sevmedik ki montajla vazgeçelim

entry14 galeri
    8.
  1. açıklama olsun diye söylüyorum.

    1- 17 aralık'ta yapılan operasyonda meydana en çok serilen şey, reza zarrab aracılığıyla gerçekleştirildiğini öğrendiğimiz türkiye iran altın ticaretiyle ilgiliydi. doğrudur, türkiye neticede irandan doğalgaz alıyor. abd ambargo uygulayın dedi diye biz doğalgazsız kalacak değiliz. ayrıca ses kayıtlarında bunun üzerine fazlasıyla gidilmesinin sebebinin hükümetteki irancı yapıya dikkat çekmek, abd'de türkiye aleyhine bir algı oluşturmak istenilmesi olabilir. hatta sonrasında da mite ait tırların durdurulması olayı var.

    fakat şu unutulmamalı ki halkın da en büyük tepkisi bu altın ticaretine olmadı. asıl tepki halkbank müdürünün evinde kutularda bulunan paralara gösterildi. ayrıca bir başka tuhaflık da bu paralar ile imam hatip okullarına yardım edilecekmiş vs türü boş ve zevzek açıklamalar oldu.

    2- asıl ağır bomba rte bilal erdoğan görüşmesi, alo fatih, yargıya müdahale gibi ses kayıtlarıdır. alo fatih ve yargıya müdahale kayıtları başbakan tarafından da kabul edildi. milgem de kabul edildi. mesele koçun t.şaklarını yalama mevzusu değil. siz diyorsunuz ki ekonomi önemli. ben de aynısını söylüyorum. koçu ez, sabancıyı ez; ne idüğü belirsiz, tek vizyonu ve misyonu ucuza ihale kapmak olan adamları zengin et. eee, nasıl kalkınacak o ülke? nasıl ilerleyecek? bu zenginlik halka nasıl yansıyacak?

    akp döneminde son 5-6 senedir orta gelir çıkmazına girmiş bulunuyoruz. koskoca bakanlar söyledi "biz ara eleman ülkesiyiz" diye. "teknolojiye çok kafa yormayacaksın" diye. buyrun şimdi devran döndü. şimdi türkiye bir ekonomik krizin eşiğine doğru sürükleniyor. kusura bakmayın, bunun gezi eylemleriyle, muhalefetle, ses kaydıyla falan alakası yok. türkiyeyi bunca senedir ihya eden yabancı yatırımcıydı. artık fed yatırımcıyı abdye çekiyor. dolar bizden kaçıyor. ve bizim bu süreçte ihale kapıp devletin sırtından geçinen iktidar zengini parazitlere değil, pek çok hükümet görmüş geçirmiş, hakkıyla ihaleler kazanmış güçlü ve tecrübeli şirketlere, iş adamlarına ihtiyacımız var. aynı yolu bir sene içinde 5 defa tekrar yapan adamlar bizi krizde dibe sürükler.

    3-alınan rüşvetlerin ne için alındığını sorgulayın biraz. biz bunu yıllardır söylüyorduk da elimizde yeterli kanıt yoktu. şimdi onlar da var. bakın bakalım o rüşvetler karşılığında alınan işlere, ihalelere. o zaman görürsünüz büyük resmi. ve bu baştan ayağa bütün ülke genelinde var. sınavlara hileler karışır, hukuka baskı yapılır, bütün her yerden yolsuzluk fışkırır, devletin dinlenmesin diye ürettirdiği kriptolu telefonların dinlenmek için üretildiği ortaya çıkar... daha neler neler. ülkenin çivisi çıkmış. cemil çiçek bile "türkiyede yargının bağımsızlığı diye bir şey kalmamıştır" dedikten sonra kusura bakmayın da ben sizin lafınıza bakmam. kasetlere bile bakmam. ihtiyaç duymam çünkü. bir ülkede hukukun böyle bir duruma gelmesi ne demektir biliyor musunuz? devletin yok hükmüne gelmesi demektir. yargının verdiği kararların vicdanlarda yok hükmüne düşmesi demektir.

    bunun tek suçlusu cemaat mi? 12 yıldır kendi tabirleriyle "biz bilmiyorduk" diyen, yani halk ağzıyla "elimiz armut topluyodu o sırada" diyen hükümetin suçu yok mu? bir de ismi "adalet" ve kalkınma partisi. siz yerleştirmediniz mi o adamları oralara? ergenekonda balyozda delillerin şaibeli olduğuna dair bir çok söylenti dolaşırken siz değil miydiniz kendi zırhlı araçlarınızı o adamlara tahsis eden? diyelim ki hakikaten bilmiyordunuz. en azından diğerlerini dinleseydiniz? kulaklarınızı onlara tıkamasaydınız? ama siz dinlemeye bile tenezzül etmediniz. intikam alacağız diye gözünüzü yumdunuz.

    şimdi ise "bilmiyorduk" deyip sıyırmaya çalışıyorsunuz. yemezler. bu nereden tutarsanız tutun bir skandaldır. sırf bunun için bile şimdiye kadar on defa istifa etmesi gerekiyordu başbakanın. getirirdin yerine yeni bir isim. ismi hiç bu işlere bulaşmamış bir isim. hem sana diktatör diyenlerin ağzının payını vermiş olurdun, hem partinin meşruiyetini sağlamlaştırmış olurdun, hem de partini ve türk siyasetini yeniden heyecanlandırmış olurdun.

    maalesef. biz değiliz başbakanı bu hale getiren. başbakan kendi kendine yaptı bunu. yazık. halbuki 2008e kadar ne kadar da güzel bir yoldaydı akp. ne büyük bir heyecan yaratmıştı ülke genelinde. ne tabuları yıkmıştı. dört dörtlük değildi o zaman da. ama en azından çok huzurlu ve müreffeh bir gelecek vaad ediyorlardı. bu yolda ilerlemek yerine saltanat kurmak istediler. yazık, çok yazık.
    0 ...