--spoiler--
80-90 programdır televizyon yorumculuğu yapıyorum. Anladım ki, dergicilik ne kadar bela zor, güç, pislik bir işmiş.
Yazacaksın, 3-4 defa tashih edeceksin. Sayfa düzenleyeceksin, bir sürü yazarın yazısını, röportajını ayarlayacak, sayfaya çekici estetik bir düzen içinde yerleştireceksin ve zamanla yarışacaksın. Matbaaya koşacaksın. Günlerce uykusuzluktan gebereceksin. Yemek yemeye halin kalmayacak. Sonra bayiiye koşup dergiyi orada göreceksin...
Vallahi 100 yıllar boyu bu yoğun çalışmanın bitkinliği ile yemeksiz, vitaminsiz, güçsüz, kendimizi kaybedercesine, ki, bir çok psikolojik bedeni eksikliklerle bitap düşüp dergi mi çıkardık, yoksa insanlığımızdan mı uzaklaştık; bilmiyorum. Bildiğim çok yorulduk, çoğu kimsenin söyleyemediklerini medyanın 10 yıllar boyu sansürlediklerini ve itilmişler ve yok sayılanları ve dışlananları ve gizlenenleri hakim medyaya karşı ve Mesut Yılmaz, Demirel, Tansu Çiller ve Recep Tayyip Erdoğan ve bitmeyen iktidar ve bitmeyen iktidar ve bitmeyen iktidarlara karşı söylemek, karşı durmak, kavgasını vermek boyumuzu aştı, psikolojimizi çok zorladı ama yeniHarman yenildi, tekrar denedi. Tekrar deneyecek. itilmişleri, söylenmeyenleri, yasaklananları herşeye rağmen söylemeye devam edecek. Lafın burasında etten kemikten bir insan olarak yeniHarman'daki arkadaşlarıma samimiyetle şunu söylüyorum: Çocuklar ben yoruldum ama birileri diklenmeye devam etsin. Bu altta kalanların bayrağını kimsenin ödün vermeyeceği, aksine büyük medyanın nefret ve düşmanlıkla yok saydığı bu bayrağı birileri alsın.
Türkiye'de ve dünyada acı çeken, işkence gören , aşağılanan, hor görülen bütün tepelere, varoşlara bütün kırık ve mazlum ve ağlamaktan yorulmuş kalplere dikmeye devam etsin. yeniHarman çok suskun Türk medya tarihinin en suskun döneminde, sessizliğin dili oldu. Soyulanların, kandırılanların kırbacı oldu.