kezban

entry881 galeri video14
    1.
  1. selam millet.

    şu sıklıkla kullandığımız bir tabir var ya hani, "kezban" diyorsunuz ya bazı bayanlar için, bunu kullanırken hiç düşündünüz mü "neden kezban diyoruz" diye?
    yani, neden "ayşe" değil, "fatma" değil, "tuğba" değil de kezban diyoruz?

    alelade bir seçim olmamalı bu, altında yatan bir sebep olmalı.

    biraz kendinizi sıkınca bunun cevabını da veriyorsunuz aslında;
    "türk filmlerinde boy gösteren kezban karakterleri vardı ya, ondan kezban deniliyor işte..."

    evet. tamam da, türk filmlerinde gördüğümüz "kezban" karakteri neden kezban peki?
    neden "ayşe" değil, "fatma" değil, "tuğba" değil de kezban karakteri olmuş türk filmlerinde.

    neden gösterip de vermeyen, kendini bir bok sanan, köyden inmiş şehire cahil olan ama bunu gizleyen bu karaktere, neden "ayşe" değil, "fatma" değil, "tuğba" değil de kezban denilmiş?

    evet,
    cevap? yok...

    aslında cevap var.
    kezban karakteri ve kezbanlık kavramı öyle alelade bir kavram değildir zinhar.
    evet, "zinhar" dedim ya, şimdi tarihe kısa bir yolculuk yapacak ve kezbanlığın çıkış noktasını arayacağız.

    hiç galip paşa'yı duydunuz mu?

    bu mu?
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Galib_Pa%C5%9Fa

    bu değil.
    bu normal bir paşa.

    bizim galip paşa başka.
    "kastamonulu galip paşa" ya da, "abdülhalim galip" ya da en bilinen haliyle türk galip...

    türk galip ama, buradaki "türk" kavramı kavmiyetini betimlemek, bir ırka mensubiyetini belirtmek için kullanılmıyor, bilakis ona hakaret etmek için kullanılıyor. zira o yıllarda "türk" yahut "türklük" kabalığın, nadanlığın sembolize edildiği bir sıfat olduğundan galip paşa için de "kaba adam" anlamına gelsin diye "türk galip" deniliyor.

    tam adı, abdülhalim galip.
    anadolu'yu idari görevlerde olduğu süre boyunca uzun yıllar karış karış dolaşmış, halkın yaşamını (özellikle cinsel yaşamını) gözlemlemiş, bunu kastamonu köylülerinin şivelerinde yazdığı şiirlerine konu etmiş, neredeyse cinsellik içermeyen hiç şiir yazmamıştır.
    türk galip'in şiirleri içerdiği erotizm nedeniyle türk edebiyatında "benzersiz" hatta "tek" olarak tanınmaktadır.

    galip paşa'nın hangi yılda doğduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır.
    çeşitli ufak memuriyetlerden sonra sırasıyla, viranşehir kaymakamlığı, ankara defterdarlığı yapmış, batum ve tırnava kaymakamlığı yaptıktan sonra amasya mutasarrıfı olmuş 1876 yılında da istanbul'da vefat etmiştir.

    kezbanlığın ortaya çıkışı:

    Kezban ve Himmet...
    Galip Paşa'nın şiirlerinde erkeği Kastamonu delikanlısı Himmet, kadını, Kezban temsil eder.
    Aslında pek "kadın" demez, onun yerine "kancık"ı tercih eder.
    Şiir uzayıp giderken Paşa bazan bizzat kendisi araya girer, ağanın oğlunu, köy hocasını, emmiyi, yenge kadını da işin içine sokar ve 19. yüzyıl Anadolu'sunun cinsel geleneklerini renkli bir biçimde sergiler.

    O dönemde "muzır" ne kavram, ne de yasa olarak mevcut olduğundan Türk Galip herşeyi apaçık, kelimesi kelimesine, hiç çekinmeden yazar.

    Paşa'ya göre Himmet, tek bir şey düşünmektedir: Kezban'a sahip olabilmeyi... Ama gözü yine Kezban'da olan bir başkası daha vardır ve kızı Himmet'le birlikte görünce, Paşa'nın deyimiyle "ayı gibi böğürür", sonra da bir gazele konu olur...

    böylece türk edebiyatı hem cinsellikle, hem de kezban ve kezbanlık kavramıyla tanışır.

    kezban artık galip paşa'nın gazellerine, şiirlerine konuk olan bir baş karakterdir.

    örneğin;

    Meclise gelip Kezban'ı Himmet ile gördü
    Cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü
    Dikti göğe kaffasını köppek gibi urdu
    Cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü

    Köyde fakının üstüne sırtlan gibi saldım
    Dört şaplak atıp yüzde guruş cermesin aldım
    Sonra kanadından yapışıp hem yere saldım
    Cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü

    Ak cinnu kızıl cinnuyu eşşek gibi attık
    Etten çomağı karna sagu sonra dayattık
    Bir kızla göğüs göğse sabaha kadar yattık
    Cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü

    Gökçen kadının aldatarak gönlünü ettim
    Ondan geri kattım önüme dağa ileştim
    Çaldım y....ı kahbeye güm güm gümülettim
    Cinlendi teres ayyı gibi amma böğürdü

    bu şiir kezban'ın, kezbanlığın hayatımıza girmesine vesile olan ilk eserdir.
    alın, kesin, çoğaltın saklayın...

    paşa'nın kezban karakteri çok beğenilir, paşa kezban karakteri ile o dönem kastamonusunun kadın erkek ilişkilerini ele alır, inceler ve betimler.
    örneğin aşağıdaki gazelde, Kastamonu'nun gerdek geleneğini saf ve samimi bir şekilde anlatmaktadır. Önce yatsı namazı kılınır, bal şerbetleri ve rakılar içilir, köçekler davul refakatinde oynar ve damat yumruklar altında zifaf odasına sokulur:

    Akşam odada çokluk ile yatsıyı kıldık,
    Yumruk yiyerek gerdeğe güç halle dikildik.

    Bal şerbeti geldi, bir buduc ortaya kondu,
    Çepçevresine gökçe sinek denli yığıldık.

    Başladı köçekler oyuna, çaldı davullar,
    Akcinnu yutup gakşek olup heyde yıkıldık.

    Ahret sorusundan da yamanmış aman emmi,
    Çekti bizi sorguya kadı eyce sıkıldık.

    Taktı bu gece sorguya Galib beni Kezban,
    Amla göt arasında taşak denli kısıldık...

    evet, görüldüğü üzre bir efsane yavaş yavaş doğuyor.

    ------------------------------------------------------
    galip paşa'nın bir başka "kezban" gazeli ise şöyle;

    Kezban yanağın kıpkızıl sanki bi elma.
    Eğleşme bana hap gibi billah yutarım ha.

    Kenger, domalan, oflaz katık amma
    Göt lokmasına hiç de bi aş var mı?

    Keklik eti de bak yenecek şey midir hey Türk?
    Oflaz gözüm ondan koca manda.

    Hayr ister isen yaz sıcağında su ulaştır,
    Tak boynuna yavrum koca musluklu bi kırba.

    Çamlar yeşerir köylü çıkar hep alayıyla,
    Soymuk yemesi çok hoş olur dağda baharda.

    Korkutma kadın kızcağızı yapçene okşa,
    Kızgın boğa denli yaranıp üstüne salma.

    Ettiklerini köylü bilir hep senin oğlan,
    Meclise varıp andiçip ayrık babal olma.

    Galip koşuda geç kiziri öğdülü kap ye,
    Oğlum irazaleti gözet hiç geri kalma.

    evet, galip paşa günlük hayatı işliyor, kadın erkek ilişkilerine o döneme değin hiç değinilmemiş şekilde eğiliyor. ama arada sinkaflı tümceler, amlı götlü kelimeler kullanmaktan da çekinmiyor.

    ---------------------------------------
    affınıza sığınarak galip paşa'dan başka bir kezban şiiri;

    Baldan ziyade tatlı var mı gel deme Himmet
    Baldan da şekerden de sikiş tatlıdır elbet

    Bileştiğin amınn belki bi bok yer
    Eyleşme bana kendini siktirtme be var get

    Hammal sırığından yoğunun yer de ses etmez
    Kastamonu uşağında kuzum vardı bu gayret

    Göt göt deyip kizir öyle gebermiş
    Oğlan güzel olmuş diyelim rahmet

    Kezban yanına gelse carttan osursa
    Mis gibi kokar burnuna oğlan senin elbet

    Bir kerrecik Kezban dudağın ah
    Galip benim ağzımda vardır halen o lezzet.

    şaka değil bunların hiç biri, yahut ben uydurmadım. bunlar türk edebiyatına altın harflerle yazılmış marjinal dizelerdir.

    ------------------------------------------
    evet, devam edelim;

    Pek yarağım su koyun bir iki kaç
    şalvarım yenge kadın amcığın aç

    Böyle pis sevgiyi ömrümde gözüm görmemişim
    Taç yapıp kâh başına kâh götüne etme tıkaç

    Sen geçersen bu Kamışlı Geçidi'nden hey oğul
    Paraya karşılık elbet alırım bir göt baç

    Götünü şöyle bir açsan da dinelsen dursan
    Yanaşıp ben de bir aygır gibi öpsem març març

    Kezban'a ıscağın oldu kutu bulmuş Galip
    Köyde durma siktir âyân anan istanbul'a kaç.

    ------------------------------------------
    görüldüğü üzre kezban artık bir efsane.
    neyse, biz devam edelim;

    Kezbanla kuzum elleşerek iyice yarandık
    Sürdük yarağı karna sagu tatlıya bandık

    Çaldı sopayı cermeye kesdi bizi kökten
    Ayan domuzun köycek elinden ağa yandık

    Biz Başkale'de ah bu kış kara boğuluk
    Kırk gün ayılar denli hep inlerde kapandık

    Girdik sırığa yük taşıdık gümrük önünden
    Artık deme gitsin kuruşu çokça kazandık

    Hiç kalmadı Galip sılaya gitmeye harçlık
    Gakşeklikile kekremsi suya amma dayandık

    işte böyle ağalar beyler...
    kezban kezban deyip duruyorsunuz yıllardır, ama hiç biriniz çıkıpta demedi ki "aga bu nedir?"

    görüldüğü üzre "kezban", galip paşa'nın erotik dizelerine konu olmuş bir efsane, bir karakterdir. galip paşa'dan devşirilmiş olan kezban, önce hikaye ve anlatılara, sonra romanlara, sonra türk filmlerine ve son olarak da sosyal medya literatürüne girmiştir.

    ama "kezban" ve "kezbanlık"ın doğuş hikayesi kısaca budur.

    --spoiler--
    kezban deyip geçmeyelim,
    bilelim, nedir ne değildir.
    her şeyin bir hikayesi vardır,
    uğraştığımız boştur, beleştir.
    --spoiler--

    haydin allaha emanet olun, koydum götlerinize...

    (bkz: kezban şiirleri antolojisi)
    6 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük