Ayrıldık, anladım. 5 dakika sonra biriyle çıkmanı anlamadım ama. Bunun bir açıklaması yok, olamazda, bu bahane bile kabul etmez. 33 gündür bir damla yaş akmadı gözümde. Sebebi de bir daha senin için göz yaşı dökmemek için kendimi sıkmak ve sonunda hiç bir şey için ağlayamamak. Bana ardından hakkını helal et çok emeğin geçti en güzel aşkımı sende yaşadım yazan zehir zembelek mesajına diyecek bir laf da yok zaten. Seni unutmaya o kadar kararlıyım ki, fotoğraflarını sildim, mesajlarımızı sildim, bendeki eşyalarını, senin ismini yazdığım kağıtları arkadaşlarıma verdim. Ama atmaya kıyamadım yine de. Böyle ayrılmak yakışmadı. Ayrılacağımızı biliyordum ama bu ayrılma şekli yakışmadı. Beni kendine yalvartmadan, her şeyi açıklasaydın bende bittiğini kabul ederdim. Sen o kızla konuşurken gece 3lere kadar ben uyumuyordum, uyuyamıyordum. Söyle sevgili senin ihanetinin acısını kimden çıkarayım? Şimdi seni sevmiyormuş gibi yapmak, sanki hiç sevgili olmamışız gibi yapmak hiç kolay değil. Hele ki şarkılar bana sürekli seni hatırlatırken. Gün içerisinde konuşmasak bile her aklıma geldiğinde, hiç bir sebep yokken, attığım seni seviyorum mesajları. Yüzün gülsün hatta belki kahkaha at herkes sana baksın diye yazdığım mesajlar. Sadece senin ve benim anladığımız özel şifreli konuşmalarımız. Sabah sen uyanınca bir sürü mesajın benden geldiğini görmen, sana güzel sabah mesajları yazıp senin de bana ''Teşekkür ederim meleğim her zaman yüzümü güldürdüğün ve beni mutlu ettiğin için'' demen. Saatlerce telefonda konuşmak. Tartıştığımızda birbirimize bağırmadan, sakince konuşmaya çalışmak ve bitince de birbirimizi ne kadar sevdiğimizi söylemek. Hepsi geride kaldı. Kabullenemiyorum sevgili gidişini. Gerçi sen gitmiyorsun da. Bu daha çok sinirlendiriyor beni. Böyle bir gidiyormuş gibi yapıyorsun ama gitmiyorsun, sende sevmiyormuş gibi davranmaya çalışıyorsun ama seviyorsun. Yapma böyle. Ya git, ya kal. Kal.