merhaba, hoş geldin.
yine karşılaştık bak gördün mü? ne yaptığını sanıyorsun? neden hayatım tam düzene giriyor derken yine dikiliyorsun karşıma ve sikiyorsun hayatımı?
ama haklısın, suç ben de.
--spoiler--
sonra gördüğün her fotoğrafta ağlayacaksın, tadını çıkar şimdilik. dinlediğin her şarkı kurşun yarası gibi oturacak göğsünün ortasına. her şarkı değil tabi, sen seçeceksin hangisi daha çok acıtıyorsa onu dinleyeceksin, hangi söz daha çok mahvedecekse seni, onları söyleyen insanları bulacaksın, sokacaksın hayatına. ben mahvoluyorum elimden tutun demek yerine, bi tekme de siz atın diye göstereceksin hedefi. hiçbiri boş durmayacak emin ol, zaaflarının, hatalarının, kendinde nefret ettiğin ne varsa (ki bu göstermeni gerektirmeyecek kadar aleni ve çok) hepsinin dibine kadar gidip sömürecekler seni. sevilmeye ne kadar muhtaç olduğunun farkında olsan da sevilmeye layık olmadığının bilinciyle, talepkarlıktan ölesiye korkarak iki gram sevgiye duyduğun açlıkla atacaksın kendini ordan oraya. vermeyecekler. tutmayacaklar elinden, çünkü bütün dünya düşman sana, ve sen tüm bu düşmanlığı hak ediyorsun. senin için yapabileceklerini derinden bir yerden hatırlatmaya çalıştıkça kendine, sana yaptıkları hücum ediyor zihnine, değil mi? yönlendir nefretini, en azından kendine zarar vermekten alıkoyar belki. yaşadığını hissetmek için, ya da içini dehşetle dolduracak kadar kemiren o iğrenç acıdan uzaklaşmak için kanının aktığını görmen gerek, kanının çekildiğini hissettiğinde, o acıyı duyduğunda ise çarem yok artık vakit geldi ölmeliyim diyeceksin.
tam o anda fark edeceksin ki, yaşamın bir amacı yok, amaç ne demek ki zaten? her şey belli, her şey çizilmiş, hangi kalıba kim başarıyla sokabildi ki seni hayat oyununda inanmadığın bir tanrının piyonu olmayı sürdüresin? intihar etmeye bile erinirsin, en güzel ölüm çeşidini düşünürsün gecelerce, seksenbeşbin alternatif arasından en acı verici olanla cesedini en sağlam bırakacak olan arasında gidip gelirsin.
sonra bir anda, tetikler seni bir şey, biri, bir koku, bir şarkı, bir renk, herhangi birisi.
ve cesedinin güzel olmasındansa diri haline odaklanmayı seçersin. seç, sanki bütün tercihler sana aitmiş gibi yaşa hayatını.
--spoiler--
hep bu yüzden değil mi?
umarım çok kalmazsın benimle, malum mutluluğa açım...