yeraltı

entry115 galeri video2
    76.
  1. Zeki demirkubuz'un diğer filmlerinden farklı bir yapıya, hikayeye sahip film. En beğendiğim filmi bile diyebilirim ama masumiyet'e haksızlık etmek istemiyorum. Bu paragraftan sonra yazacaklarım ise ağır spoiler içerir, dikkat!

    Film bilindiği üzere dostoyevski'nin yeraltından notlar kitabına ithafen yapılmış, yer yer "ankara sıkıntısı" gibi tabirlerle nuri bilge ceylan'a göndermelerde bulunulmuş, hatta abartılıp nuri bilge hırsız, tansel her kimse o da orospu ilan edilerek diş bilenmiş. Bunlar sanat filmlerine yakışmayan üsluplar olsa da zekidir ne yapsa yeridir.

    Gelelim muharrem'e.. Kendi halinde memur, orta sınıf bir evde ortalama eşyalara sahip, her gün aynı yumurtaya ekmek banan klasik bir insan. Hatta bu monotınluğuna olan alışkanlığından dolayı kendiyle kavga içerisinde olan bir adam. Diğer tüm insanlar gibi yalnız kaldığında, toplumsal normların reddettiği ve onurlu eylemler sayılmayan koltuk altlarını koklama, omuzlarını öpme, apış arasını koklama gibi ufak sapıklıkları da var. Film boyunca sürekli elinde gezdirdiği patates ise onun için bir haz nesnesi karşı dairede gürültü yapanların camını da patatesle indirmişti zira filmin başında ve yine aynı patatesi hayat kadınları ile sevişirken, mastürbasyon yaparken bir haz nesnesi olarak kullanıyordu. Muharremin düz hayatında geçmişe dair ve vicdani sorgular kafasını diğer 4 arkadaşı ile gittiği yemekte iyice karıştırıyordu. Artık o masada ya içinden gelen tüm gerçekleri, küfürleri haykıracaktı ya da bir ömür o insanlara susup, göz yumacak ve yok sayacak o sıradan dünyasına geri dönecekti. Masa başında geçen diyaloglar harikadır, dostoyevski'yi en çok bu masada hissediyorsunuz zaten var olma kavgası ile. O masada muharrem'in söylemek isteyip de söyleyemediklerini aslında çoğumuz çevremizdekilere en az bir kere haykırmak istemişizdir de becerememişizdir, belki de o cesareti bulamamışızdır "düzen bu" deyip aslında ölümden bile derin olan o suskunluk, görmezden gelme uykusuna yatıvermişizdir. Muharrem artık sıradan hayatına bir dur demek istiyor ve bir şeylerin değişmesi için aslında bu arzunu belirtmek için köpek gibi uluyor otel odasındaki fahişe kadına. Değişimin mesajlarını veriyor evrene ama hepimizin her pazartesi aldığı o çok radikal kararlar gibi bu da sonuçsuz kalıyor. Film bitmeye yakın muharrem duş almaya, arınmaya kalkıyor ama yine beceremiyor ve dediği gibi; ben neden böyleyim acaba? Değerli olanın farkına vardıkça neden bataklığıma daha çok gömülüyorum?
    2 ...