zor bir durumdur. lisede sınıfın en kısa boylu öğrencisi ben değildim. hatta deve gibiydim. ama sınıfımızda çok kısa boylu bir arkadaşımız vardı. birkan.. birkan 1.50 boylarında, zayıf bir vucuda sahip, üflesen uçacak bir çocuktu. ama bu özellikleri ona bazı ayrıcalıklar kazandırmıştı. mesela kimse birkan a kızmazdı. kimse ona şidet uygulamazdı, küfür edince güler geçilirdi. okulca üzerine titrenirdi birkan'ın. adamın her hareketi sanki 2 gün sonra ölecekmiş gibi sevgiyle karşılanırdı. birgün beden dersi için üzerimizi değişirken birkan ile sınıfta yapayanlız kaldık. birkan ın bebeksi teni hemen dikkatimi çekmişti... ama konumuz bu değil.
günlerden bir gün, ılık bir bahar günü.. havada da ılık bir esinti var fakat ben sınıftayım, böyle bir esinti var mı yok mu s.kimde değil. tuvalette 7 kişiyle bir dal sigarayı çevirmemin üstünmden birkaç dakika geçmiş. şimdiyse sınıftaki kızları taciz etmekle meşgulum. ders boş, herkes bir alemde. o coşku ve gürültünün içerisinde bir bağırtı duyuldu. 'lan bahçede birkan'ı dövüyorlar'. tüm sınıf pencereye yığıldı. harbiden okulun bahçesinde bir eleman birkanı yakasından tutmuş silkeliyor. o ufacıcık çocuğa el kaldırılır mı lan? sınıf olarak bir gaza geldik ki , bildiğiniz gibi değil. gazı fazladan alan 4 kişi birkan'I kurtarmak için üçüncü katın penceresinden aşağı atladı; üçünün bacağı kırıldı, biri iki hafta komada kaldı. geri kalanlar hemen koridora, ordanda aşağıya doğru koşturmaya başladık. koşarkende bağırıyoruz. birkannnnn.. birkan'ı dövüyorlar... çıplıkları duyan peşimize takılıyor. merdivenler birkan diye bağırarak koşturan insanlarla dolu. aramızda kızlarda var, onlarda koşuyor. ulan bayrak yarışı gibi. ama bu kızlar niye koşuyor? kızım siz niye koşuyorsunuz dedim. bizde o sınıfın kızlarını döveceğiz dedi kızlardan biri. o sıra farkettim ki kızlar koşarken göğüsleri çok güzel sallanıyor. hayatımın en güzel anlarından biri.
bahçeye indiğimizde eleman birkan ı tokatlamaya başlamıştı bile. sonradan çocuk saldıran kalabalığı farketti ama kaçamadı. çocuğun üstüne resmen çullandık. linç girişimi var okul bahçesinde. ama benim önümde çok fazla insan var, çocuğa ulaşamıyorum. lan çokta sinirliyim, dövmem lazım birilerini. bende dayanamadım, önümdekine vurmaya başladım. oda sinirle kendi önündekine. ama kimse arkasındakine dönüpte ne vuruyosun lan demiyor. elektrik oynuyoruz sanki. öle bir gazdayız ki aramıza karışan 110 kg lık okul müdürünü bile farketmemişiz. oda vuruyor önene gelene ama kimse sallamıyor. sonradan müdür farkettik ve dağıldık. müdür hemen olay yerinde yakaladığı birkaç kişinin ifadesini aldı. ifadeler sonrasında birkan'ı döven çocuğa street fighter daki sumocu gibi 4 metreden bir kafa attı. müdürün dahi birkan'ı korumasına o kadar sevinmiştim ki müdür yardımcısının o kadar insan arasından bana uzanan dhalsim vari tokatını hissetmedim...
sınıfa döndüğümüzde birkan'ı kurtarmıştık. o ufacık, şirincik yavrucağa acı çektirene cezasını vermiştik. ulan vermiştikte oda bizim yaşımızda adamdı be. liseden bir arkadaşla dolanırken bu lavuğa rastladık; lisenin bitiminden 4-5 sene sonra. abi karı kız işleri zor olur fazla takma kafana diye nasihat verdi bize. boyuda uzamış ibnetörün ya şekil yapıyor. sinirlendik, uzun uzun küfürler ettik birkan'a. şekli şemali bozuldu mekanda.
şimdi; bu yazının anafikri şudur ki..ben bu yazının anafikrine sokayım. anafikir falan yok.