ben yine de seni sevmeye razıydım biliyor musun? her şeye rağmen. herkesin delirdiğimi düşünmesine rağmen. ailemi, arkadaşlarımı karşıma alacak olduğumu bilmeme rağmen. bütün karanlığıma, karanlığına rağmen...
ama yaptığın seçime de şaşırmıyorum. en azından denedin. ben de ışığın olmak isterdim de, karşıdan bir şey görmek istiyorum biliyor musun? en azından bi siklenmek, muhattap alınmak vesair. benden nefret etsen de bana yaz dedin ya, ben onu yapamam işte. ben tek yönlü bir konuşma sürdüremem. benim kendi monologlarım bile bana çok geliyor. duvara konuşur gibi konuşmam ben kimseyle. en gıcık olduğum şeydir o, ve sen benden onu istiyorsun. ben seninle konuşacağım ama sen hiç benle konuşmayacaksın, ben öyle yazacağım gidecek. olmaz. sinirlenirim. yapamam.
ama allah biliyor ya çok istedim minik. sen de biliyorsun. çok istedim. ama olmadı. haklıydın, sana anlatmadığım çok şey vardı. ama anlatmaya niyetim vardı. yorulmam diye hissediyordum. kısa kesmem, detayları atlamam diyordum kendi kendime. beni seven bir insan beni dinleyecek, bana doğru bir yolculuğa çıkacak uzun zaman sonra diyordum. hevesim kursağımda kaldı.
istediğim sendin. ama ihtiyacım olan sen değildin. ben biliyorum aslında, beni yukarıya çekecek bir kadına ihtiyacım olduğunu. buna iki kadın cüret etti. birine uzanamadım, çünkü inanamadım. harekete geçmedim. koparıp almalıydım, almadım. ikincisi de zaten herkesin malumu. hayatımın hatası. acıtıyor tekrar tekrar bahsetmek. o da biliyor, ona yaptığım bütün artisliğe rağmen. beni benden iyi tanıyor. ve tavsiyeme uymayıp hala beni unutmadıysa yavaşça ve acılar içinde ölmemi, köpeklerin leşime tecavüz etmesini ve sonra parçalamasını istiyor. onun yerinde olsam ben de aşağı yukarı aynı şeyi hissederdim, o yüzden ona kızamıyorum, yok öyle bir hakkım.
yürüdüğün yolun karanlık bir yol olduğunun farkındasın. ben, kendi hayatımı karartacak olduğumu bilmeme rağmen sana çıkış yolu olmak istedim. sana her şeyimi vermek istedim. belki de böyle yapacağımı bildiğin için benden uzaklaştın. bana kıyamadın. beni kendinle aşağı çekmek istemedin. taşıyamayacağım bir ağırlık olduğunu düşündün. öyle olsun. umarım bir gün kendi canını alma noktasına gelmezsin, bir şekilde talihin döner, mutlu olursun. o dönüş olabileceğime inanmıştım, belli ki değilim. belki de öyleyim ama sen beni kaçırıyorsun, bilmiyorum. sadece tarih biliyor. senin için biraz gözyaşı saklıyor olacağım. umarım bana onları kullandırtmazsın. çünkü içimde bozulmamış tek şey olabilirler.