zordur efendim, zordur. bu devirde hiç de kolay değildir, özellikle de kadınsan!
hele yıllarca serbest bir şekilde yaşayıp, akıl başa sonradan gelince daha da zorlaşır.
sabahın bir köründe gelen davete icabet etmek için buz gibi suyla temizlenmek,
sırf senin rabbin "insan" gibi olmanı istiyor diye nefsinle mücadele etmek,
belirli günlerde saatlerce aç kalmak,
harama yüz çevirmek,
ortalık pislikten geçilmezken tökezlememeye, temiz kalmaya çalışmak..
kadının en çok metalaştırıldığı dönemde bir sürü abanın içine bürünüp kendini gizlemeye çalışmak; özellikle de sıcak yaz günlerinde.
herkes "allah diye bir şey yok, aptal mısın?" derken, bakışlarıyla ima ederken davanın arkasında kale gibi sağlam durabilmek..
gerçek müslümanlık budur. kelime-i şehadet getirmek ile bitmez sadece, madem inanıyorsun o yokmuş gibi yaşamak iki yüzlülüktür.
zordur evet. ancak bütün bu zorluklara rağmen o'nun rızasını kazandığını hissetmek, her şeyi çekilebilir kılar.